Yabancı yemek kanallarına karşı tuhaf bir saplantım var. Aynı şekilde yemek dergileri ve kitapları en büyük zaafım. Ege bile babasının isminden önce Anthony Bourdain demeyi becermiş biri. Benimle birlikte Gordon Ramsay izleyen bir oğlum var. Şimdi ne yapıyo anne?, ne koyuyo anne? diyerek bana eşlik etmesi çok hoşuma gidiyor. Aynı şey mutfakta ben pişirirken de devam ediyor. Baharatları koklaması ve onun eklemesi karıştırılacak şeyleri ( ocak üstünde değil tabi! ) karıştırması ve bir şeyi beraber yapıyor oluşumuz onu çok mutlu ediyor. Ben daha mutlu olsam da tabi arada şalterlerim atıyor orası bir gerçek. Her şeye karışmaya çabalaması bir müddet sonra alttan alttan sinirlerimi fokurdatıyor lakin ben bu halimizden oldukça memnunum.
Bu aralarsa BBC beni çok mutlu ediyor. Özellikle yemek programları. Belgesellerini tek geçiyorum zaten ama Rachel Khoo'yu izlemek terapi gibi oluyor.
Saat 16:00 - 17:00 arası çay bisküvi ve
Rachel Khoo zamanı benim için. İngiliz aşçılara karşı zaafım var galiba! Ama bu kırmızı rujlu hatun anlatıp pişirirken ben acayip huzurlu oluyorum.
O mutfağı tümüyle evime ışınlamak istiyorum
Tüm emaye kapları ve kendisi de dahil olmak üzere :)
Bu aralar beni keyiflendiren küçük şeylerden biri olan Rachel Khoo hanım aynı zamanda bana yeniden kahkül aşkını zerk etmeye başladı.
Korkarım yavaş yavaş kahküle doğru kaymama engel olamıyorum.
.