29 Temmuz 2017 Cumartesi

Ege 7 Yaşında

Bugün Egemin doğum günü. Canım oğlum 7 yaşında artık. Çok fazla yazılacak şey var ama hiçbiri hislerimin karşılığına denk gelmiyor.

Bebekliği ayrı güzeldi ama şimdilerde bana baya bir eğlenceli keyifli arkadaşlık ediyor kendileri. Dans kavalyem, esprileriyle günümü neşelendiren, az biraz narsist ki, bu özelliğini anasından aldığı belli olan kıymetli Ege sayesinde hayatımın bir anlamı var. Günüme ışık tutan bir evladım var ne mutlu bana.


Kendi fotoğrafını çekmek en büyük keyfi, narsist diyorum inanmıyorsunuz. Birde gönül ilişkilerine bulaştı bu sene. Derinsu yüzünden aşıkta oldu küçük efendi. Yaşıtları 2.sınıfa geçti ama o yere sağlam bassın diye biz bu sene 1. sınıfa başlatıyoruz. Melankolik ve alıngan oğlum ne çok endişeleniyorum bir bilsen. Bu sene bitip Ege okuma yazmayı söktüğünde kurban kesicem adağım var.

Artikülasyon bozukluğun halen devam ediyor ama en azından ilerleme kaydediyorsun. Daha iyi olacak inşallah. Her düzgün çıkardığın kelimeyi sevinç içinde paylaşmana bayılıyorum.
Anne bak ''çok'' diyebildim yaşasın! sonunda başardım derken, gözlerindeki parıltıyı görmek her şeye bedel. Evladım yüzün hep gülsün, sağlıkla yaşa. İyi ol, güçlü ol, adaletli ve merhametli ol.

Oğlum, insan yedisinde neyse yetmişinde de o olur  derler. İyi yediler oğlum nice yetmişlere, seksenlere, doksanlara.

22 Temmuz 2017 Cumartesi

Tatil Hazırlığı

Yaz gelip geçiyor ve bende nihayet bir hafta sonra kızgın kumlardan serin sulara atlama şansına kavuşuyorum. Her zaman olduğu gibi biz büyük şehirde yaşayan faniler bir haftalık tatil için kış aylarından hazırlık yapıyoruz. Hayali bile yetiyor.

Tatil için son bir haftam ıvır zıvır tedarik etmekle geçiyor. Ege için daha büyük kolluklar büyüyen ayaklar için yeni plaj terlikleri vs. Memo için şort/terlik daha başka vesaireler. Nihayet artık sıra bana gelip eksik listesi yapmaya başlayınca, güneş kremi ve makyajla çok aram olmasa bile en azından bir gündüz kremini listenin başına yerleştirdim. Elbette sabun ve el kremi stoğum sağlam ama diğerleri mecbur alınmalıydı.

Ben böyle konularda çok fazla düşünen biri değilim. Benim için kullanıp memnum olduğum bir marka varsa onu değiştirmek imkansız gibi bir şey. Takıntılıyım kabul ediyorum. Uzun zamandır memnun olduğum markaysa Yves Rocher. Öncelikle ürünlerin aktif bileşenleri bitkilerden oluşuyor, bu bitkilerse organik tarım sahalarından elde ediliyor. Çevreye ve sürdürülebilirlik kavramına verdiği önemde benim için çok önemli. Birde ne yazık ki hassas bir cildim var ve aklıma esen ürünü kullanamıyorum. Bu yüzden az ama gerekli şeyleri alıp kullanmak benim için daha önemli.

Favorilerim arasında 25 SPF BB Krem var. Bu kremi kız kardeşimin tavsiyesiyle aldım iyi ki de almışım. Benim gibi üşengeçler için büyük nimet.




Bir diğer kıymetlimiz beyaz cildim için gereken 50+ GKF korumalı güneş sütü ve güneş sonrası onarıcı bakım ki, bu ikisi olmadan tatil benim için kabusa dönüşebilir.



İşte bu sayede bikinilerden sonra bir iki maddeyi de eledim ama aklımda daha bir sürü şey var. Alınabilecek sayısız şey var elbette ihtiyaçlar hiç bitmiyor hele giderek yaş almaya başlayan bir kadının ister istemez biraz daha özen göstermek istemesi çok doğal. Tatil dönüşü biraz bu konulara önem vermeli. Kırk olmama şuncacık kaldı.

Fakat her şeyden önce bikinileriyle Antalya plajlarına toz attırmak için gelen bir Afrodit'e dönüşmeden önce,  Ege efendiye evdeki bütün oyuncakları yanımıza almamızın mümkün olmadığına ikna etmem gerekiyor.

21 Temmuz 2017 Cuma

Balkon Nimetleri

Bahar ayı gelince bende de balkon bahçesi aşkı depreşmeye başlar. Her sene kendime göre bir şeyler yapıyorum. Bu sene domates salatalık fidelerine hiç bulaşmak istemedim ama bir yerden hazır salatalık fidesi gelince almadan duramadım. Domates ise tam bir muamma oldu. Domates tohumu ekmemiş olmama rağmen çiçek saksılarından birinde kendiliğinden domates filizlendi. Balkonda ıvır zıvırdan kendi düştü büyüdü diye düşünüyorum. Ben büyüyen şeyin domates olduğunu anlayana kadar epey bir zaman geçti. Geçen hafta çiçek dökmeye başlayıp, yaprakları da buram buram domates gibi kokmaya başlayınca, bu hediye karşısında acayip mutlu oldum.
Fakat bu zamansız mutluluğum kısa sürdü. Bu sabah balkonu yıkarken katlanan sandalye birden kayıp domatesin üstüne düşünce kökten kırılmasına sebep oldu.
Nasıl üzüldüğümü anlatamam. Zavallı hiçlikten gelip yine hiçliğe gitti. Oysa ne güzel çiçek dökmeye başlamıştı, epey heveslenmiştim. Salatalıklar ise şahane. sürekli gidip gelip kaç tane olduklarını sayıyorum. 
Kekik ve diğer otlar vazgeçilmezlerden birde perilla yapraklarının büyüdüğünü görürsem benden mutlusu yok.

16 Temmuz 2017 Pazar

Yaz ve Güneş

Yaz mevsimi insanı değilim, korkarım hiç bir zamanda olmayacak gibi görünüyor. Beyaz tenli biri olarak en büyük kabusum güneşte kalıp kızarmak. Üstelik güneş kremi kullanmadan dışarı çıkarsam kıyafetin örtmediği yerlerde kaşıntı başlıyor ki, bu beni deli ediyor.


Yaz mevsimi denildiğinde aklıma ilk gelen şeyse annemin üzücü bir hatırasıdır. Benim bebekliğim babamın askerlik dönemine denk gelince, annemde mecburen köye kayın validesinin yanına gitmiş. Buğdayların hasat edildiği temmuz-ağustos aylarında, tarlada fazla çalışınca güneş çarpması kaçınılmaz oluyor. Ciddi bir güneş çarpmasından bahsediyorum öyle gölgede istirahat edip sıvı alımıyla düzelemeyecek kadar ciddi. Annemi hastaneye kaldırmışlar, günlerce ayağa kalkamamış ve benimle bile ilgilenememiş. Annemin bu hatırası nedense hep içimi acıtır. Annem ve kendim adına üzülürüm. Çocukken yaz tatillerinin klasiği olan köye ziyaretlerimizde ben ve kardeşimde mutlaka güneş çarpmasından nasibimizi alırdık. O zamanlar köyde özgürlüğün tatlı rehavetiyle ilk günler anne sözü dinlemez, çok dışarıda kalıncada malum sonla karşılaşmamız kaçınılmaz olurdu. Tatile çıkacaklar için, oldukça ciddi bir durum olan bu konuda, Memorial'ın güneş çarpması için hazırladığı yazıyı bir okuyun derim.

İşte bu yüzden bende kendi çocuğuma karşı hep pür dikkat geçirdim yaz aylarını. Bebekken özellikle dahada titizlendiğim dönemlerdi. Güneş kremi, pamuklu açık renk ince kıyafetler, güneş gözlüğü ve şapka olmazsa olmazımız. Bir şey olmaz ya çocuk gezsin oynasın laflarını bilhassa duymazdan geldim ve halende gelmekteyim.


Yaz mevsimini hafife almayın. Güneş deyip geçmemek gerek. Dikkatli olup önleminizi alın ki, sonradan daha büyük sorunlarla uğraşmayın.