19 Haziran 2012 Salı

Keyif

Gece nasıl bir kabus görmüş olursam olayım, güne Ege'nin neşeli yüzüyle başlamak tarif edilemez bir duygu. İnsanın içindeki bütün kötülüğü emip yok ediyor. Tek bir gülüş yüzünün aydınlanmasını sağlıyor. Bir evde çocuk olması ne güzel bir şeymiş.

16 Haziran 2012 Cumartesi

Değişim

Bugün Ege'nin saçlarını kestim. Artık gerçekten bir oğlan çocuğu olduğu anlaşılabiliyor. Taşköprü'de herkes kızım diye sevdi. Erkek demekten imanımız gevredi. Tabi saçlarını kesmeme sebep olan şey bu kimlik karmaşası değildi. Başkalarının ne dediğini dert eden biri değilim lakin beni buna iten en büyük sebep, İstanbul'un cehennem sıcağına düşmüş olmamızdı. Dün akşam 22:00'de geldiğimiz yegane evimiz saunadan hallice. Sabah kalkınca saçı başı bir birine giren zavallı oğluma baktım ve kendi göz zevkim için çocuğa eziyet etmeyi bırakmamız gerektiğine kanaat getirdim. Omuzlarından aşağı dökülen o lüle saçları kestim. Gözlerim doldu neden bilmiyorum kıyamıyorum o lüle saçları kesmeye. Memo'da bende üzüldük ama Ege rahatladığı için çok mutluyuz. Vallahi berberden güzel kestim. Yeni kafanın fotoğrafı yok henüz. Eskilerden küçük bir anı koymadan geçmeyelim.

13 Haziran 2012 Çarşamba

Homini Gırtlak

11 gündür Kastamonu/Taşköprü'de kuyu kebabından, etli ekmeğe, zeytinyağlı dolmalardan, kıymalı pidelere doğru dört nala koşuyorum. Değil DUKAN feriştahı gelse beni adam edemez şu an :P Cuma günü İstanbul il sınırlarına girene kadar durum böyle. Çok pis diyete girmem lazım. Zaten iki ay bir şey yemesem beni fazlasıyla idare eder. Birde senelerden sonra pastahaneden dondurma yedim. Bildiğin doğal ev yapımı dondurma. Çok lezzetliydi. Kocaman külahı 1 TL. Taş fırından koca koca ekmekleri sıcak simitleri saymıyorum bile. Her sabah yapılan dört dörtlük kahvaltılar ve daha sofrayı toplamadan, öğlene ne yapsak? akşama ne yesek? diye dertlenmekten gayri bir derdimiz yok. 2 gün daha coşup sonra hizaya giricem inşallah. İstanbul'da görüşürüz.