31 Mart 2011 Perşembe

8. Ay


Ege taaaaaaaam 8 aylık oldu. Hemde iki gün bile geçti :)


Çok tatlı çok minnoş bıcı bıcı bir şey. Giderek büyüyen akıllı bir oğluş kendileri.
Artık tam manasıyla emekliyor. İleri geri çapraz gitmediği delik köşe kalmadı. Tabi dolayısıyla o tatlı kafayı vurmadığı eşya kalmıyor. Salı günü tok! diye kapıya vurdu kafasını ilk gerçek darbe. Ödüm koptu. Gerçekten düşe kalka büyülüyor demek ki!


Ciddi ciddi yürüteç almayı düşünüyorum. En azından tuvalete veya mutfağa gitmek icap ettiğinde içine koymak için. Doktor alma demişti ama bilemiyorum en azından günde 5-10 dk. yanından ayrıldığımda koymak için almayı düşünüyorum. Bu konuda bir akıl verin alıyım mı?



Geçen pazar sahile yürüyüşe gittik. Açık konuşalım bu pusetle ilk gezmesi çocuğumun :) Ama artık daha sık çıkartacak annesi. Hava güzelleşti artık.


Araba koltuğunda hiç sorun çıkarmıyor hatta çok ciddi olur genelde. İlk kez kıkırdadı bu sefer. Oyunlar yaptı bana :) Pazar günü artık araba koltuğu aldık Ege'ye. Ana kucağı dar geliyor. 9-18 kiloya terfi etti. Şu malum alışveriş festivali var ya ondan sebeplendik. Chicco'dan 790 TL olan koltuğu 390'a aldık.

Bende bu hafta hep işe gittim yarım gün. Bugün evdeyim yarın yine gidicem.
O koşuşturmayı gerçekten özlemişim ve o olmadan ben olamıyorum ne yazık ki!
Salı günü öğlen işten çıkıp Memoyla beraber Taksim kaçamağı yaptık. Kahve içtik hızlıca ve o işe gitti ben eve oğluma.

Günler çok çabuk geçiyor. Oğlumla hayatın tadına doyulmuyor :)

26 Mart 2011 Cumartesi

Hadi Bakalım Bismillah

Bloglar açıldı mı? Bir var bir yok. Az önce yoktu mesela ve fakat şu an var. O halde hızlıca bir şeyler yazıyım dedim. Çok gerekli ya! Allah muhafaza meraktan ölünmüş olunabilir !!!

Aslında hiç bir değişiklik yok. Benim kişisel gelişimimde bir arpa boyu yol gidilemedi halen fakat Ege pek bir değişti.

Kendisi her yöne emeklemeye başladı. Genelde emeklemeden ziyade en kısa yoldan nasıl ayağa kalkılır ki? problemiyle haşır neşir. Sürekli elleri yerde ayak ucunda yükseliyor amuda kalkacak gibi :) Diş konusunda biraz zorluk yaşıyoruz. Üst dişleri halen çıkmadı eller hep ağızda ve biraz iştah azalması baş gösterdi. Biraz zorlarsan anında öğürüyor zaten. Bu hafta gece uykuları çok fena hale geldi. Mütemadiyen gece üç veya dört gibi gözleri kapalı ağlıyor. Kucağıma alıyorum sallıyorum iyi güzel uyudu sanıp yatağa koyduğun an gözlerini sana dikip ağlamaya başlıyor. Bölük pörçük uykularla bir hafta geçti. Şu diş jelinden aldık geçen gece yatmadan sürelim dedim demez olsaydım :( bütün akşam yemeğini kustu. O jel ne menem bir şey ben bile kusacak gibi oldum tadınca. Ege'nin hassas midesi annesine çekmiş belli.

Alt açma veya üst baş değiştirme tam bir kabus :) Bir dakika sabit durmuyor. Kaka temizliği tam bir cehennem azabına döndü. Kuzu kıymasının geri dönüşümü pek bir fena oluyor. Böööğğkk!!!

Bende kendimi Mentalist izlemeye verdim. Son sezonun bir iki bölümü kaldı zor anlara saklıyorum. Mentalist dizisindeki Ajan Cho benim en sevdiğim arkadaşım olurdu eğerkim tanışmış olsaydık. En çok onun karakterini seviyorum :)
Sonra bir iki film izledim ve Keyif Evi'ni okudum. Elimdeki kimi kitapları yeniden ezber ettim filan.

Böyleyken böyle oldu işte. Resim ekliyim dedim olmadı. Bu bloglar açılmadı galiba di mi?

9 Mart 2011 Çarşamba

Harala Gürele

Sabah 06:18 ben henüz yatağıma gidemedim. Neden? çünkü çalışıyorum :( Evet evden çalışmak böyle bir şey işte. Dışarıda kar yağmış az önce perdeyi açınca gördüm. Oğul mis gibi uykularda yatarken annesi tıkı tıkı bilgisayar başında çalıştı durdu. Lakin evde ofisteki gibi hızlı çalışamıyorum ne yazık ki!

Bugün tam gün ofisteydim ve oğlumu çok özledim. O beni daha çok özlemiş. Sıkıldı dedi annem. Öğleden sonra somurttu dedi. Tüm gün evde olmamak kabus gibi bir şey. Bunun sürekli olduğunu düşünemiyorum. Tüm gün çalıştım sonra evde devam ettim hiç uyumadan ama çakı gibiyim. Zerre uykum yok uyuşuk değilim hatta birazdan makinaya kirlileri atıcam garip doğrusu. Saat sekizde Ege uyanacak ve onunla yeni güne merhaba denilecek. Başka zaman olsa öldüm bittim derdim oysa şimdi uykusuzluk veya yorgunluk bir şey ifade etmez oldu. Geçen haftadan beri yoğun iş temposuyla harmanlanmanın sonucu migren ataklarım tavan yaptı ama sürünecek zamanım olmadığından bol ağrı kesici yutulup geçmiş gibi yapılarak günü kurtarma çabasında harmanlandım gitti.

Ben böyle debelenirken bloglar kapandı yine!!! Az önce DNS ayarlarını değiştirip girdim bloggera. Gün geçmiyor ki insan memleketinde yeni bir hayal kırıklığına uğramasın değil mi? Ağız dolusu okkalı sundurmalı küfürler edicem karışmayın zira uyarıcı madde kullananlardan bile enerjik bir haldeyim şu an. Düz duvara tırmanabilir parende ata ata mutfağa gidebilirim. Her an her şey olabilir yani.

Hımm ne demiştim evet evet uyumadım ama manyak gibiyim hiç yorgun değilim zihnim acayip açık demiştim. Öyle öyle valla süperim yani. Birazdan annelik mesaim başlayacağı için filan acayip enerjik hissediyorum kendimi. Karda yağmış zaten Oh! mis gibi. Ben görmedim tabi yağarken perde kapalıydı zira ben çalışıyordum. Zaten çalışırken nasıl görücem ben dışarıyı perde çekik kitlenmişim ekrana. Cezayir'de saçma salak bir gökdelenler silsilesi yapılsın diye debelenirken ne işim olabilir karla filan. Lütfen yani çalıştım ben borumu kardeşim. Evet aslında boru. Tesisat borusu lakin bağlanamıyor o konuştuğumuz yerden kiriş var zira. Kirişin ordan geçmiyor boru. Eee! nerden geçecek peki? işte ben onu düşünürken kar yağıyor İstanbul'a ve benim hiç haberim olmuyor. Boru geçirilebildi mi peki? En münasit yerden itina ile!!!

Hımm ne demiştim evet evet uyumadım ama manyak gibiyim hiç yorgun değilim zihnim acayip açık demiştim. Birazdan Ege uyanacak ve ben zıpkın gibi hazır olda karşılıycam demiştim.

Birde kar demiştim yağmış öyle habersizce...