27 Mayıs 2015 Çarşamba

Kalimero 25 oldu

Badem gözlü, güzel huylu küçük kız kardeşim bugün 25. doğum gününü kutluyor.
Minik sürprizler hazırladım ona umarım beğenir. Çok şey yapmak isteyip hiç bir şey yapamıyor olsam da, en iyi yapabildiğim şey fazlasıyla endişelenip kaygılanmak olsa da, sevgim hepsine galip geliyor endişelenme.

Kaygısız tasasız sağlıklı mutlu bir 25. yıl diliyorum sana.
Sonsuzluk ve ötesine...

Daimi Kedin, bendeniz en sevgili kıymetli ablanız efendim :P

26 Mayıs 2015 Salı

Hüzne Gark Oldu Bu Bedbaht Fani

Hiç aşık yolu beklemedim. Ezik aşk acılarını veya özlemle beklenen sevgili filan ne biliyim hani o acıklı arabesk şarkılara tahammülümün olmaması bundan galiba.

Gel gör ki, aşk acısını aratmayan, sevgili yolu gözlemeyi üçe beşe katlayan bir şey varsa o da, sipariş verilen kitap kargosunu beklemektir. Bana aşk acısını ve o inleyen nağmeli nidaları filan kabullenmeyi sağlayan bir ruh  haline sokar ve daha acısı tarifsiz bir kalp ağrısına sebep olur.
İnternetten sipariş verilirken yaşanan o keyifli haz giderek saf acıya dönüşür. Bugünde gelmedi diye inleyerek odadan odaya dolaşırken bulurum kendimi. Tuhaf bir yoksunluk duygusuyla sarmalanmış bir halde kulağım kapı zilinde evde sabırsızlıkla beklemek, beklemek, bek.....

Bu durumda kah isyan eder "Lan bir daha tövbe!" der, bazende sükunetle "Kaderim böyleymiş" derim. Anksiyete bozukluğumu tavana vurduran bu hallere nasıl düştüm ben diye inim inim inlerken başa döner, bir daha tövbe! bir daha mı? yemin billah tövbe!!! derken zil çalar. Bingo!

Kargocu ulvi bir görevle paketi verirken, mukaddes bir emaneti alır gibi heyecanlanırım. Bir anda tüm  o acılı bekleyiş, üzüntü, kalp ağrısı filan uçar gider. Huzura ermiş göğün yedinci katına yükselmiş gibiyimdir artık. Taki bir daha ki kaçınılmaz kitap siparişine kadar. Beyin her nasılsa bütün kötü izleri siler yaşanmamış sayar.

Öyle olmasa deli gibi yeniden pandaya dönen gözlerle evde kargocu yolu gözler halde bulmazdım kendimi. Öyle değil mi?

22 Mayıs 2015 Cuma

Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!

Önemli olan ne kadar hızlı vardığınız değil, nasıl vardığınız... 
Trafikte aşırı hız yapmayın! Çünkü Trafik Hayattır!



Aşırı hız son yıllarda kazaya sebep olan unsurların başında yer alıyor. Özellikle gençlerin yaptığı trafik kazalarının çoğu aşırı hız nedeniyle meydana geliyor. Doğuş Otomotiv’in kurumsal sorumluluk markası Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ı konusunu ana mesajları arasına alarak projelerini kurguluyor.

Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre trafik kazalarındaki ölümlerin yaş grubu analizinde diğer ölüm nedenleri arasında 15-29 yaş grubu birinci sırada yer alıyor.  Bu durum gençlere yönelik trafik güvenliği kampanyalarının acil olarak arttırılması gerektiğini gösteriyor. Trafik Hayattır platformu bu noktada çok önemli inisiyatifler alarak önemli projeler geliştirdi; 4 senedir devam eden Trafik Güvenliği Uzaktan Eğitimi projesinin üniversitelerde seçmeli ders okutulmasının yanı sıra, 2014 yılında radyolarda yer alan ‘aşırı hız’ radyo spotu da dikkat çeken bir diğer proje oldu. İki projede birçok önemli ödül aldı. Bu ödüllerden en çok gurur veren ise 2014 Birleşmiş Milletler Genel Kurultay’ın da iki projenin Avrupa’da trafik güvenliğiyle ilgili örnek uygulama seçilmesi oldu.



Trafik Hayattır, ‘aşırı hız’ ile  ilgili projelerine yenisini ekledi ve her birinde farklı trafik güvenliği mesajlarının verildiği bir animasyon serisi üretti. Aşırı hız konulu animasyonda her gün trafikte rastladığımız hatalar vurgulanıyor.  Çocuğunu almaya giden bir babanın trafikte kalmasını ve sonrasında hız yaparak girdiği emniyet şeridinde kaza yapmasını anlatan animasyondan hepimizin çıkaracağı dersler var.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Üzgün Mayıs

Çok doluyum o kadar doluyum ki, patlamak üzereyim. Kafamı omuzlarımın üstünde taşıyamaz haldeyim. Biriken bir sürü küçük, minik önemli önemsiz her ayrıntının beynimin kıvrımlarında dönüp dolaşmaları beni çok yoruyor.
Önemsiz bir sürü çöpü beynimden klozete dökmek ve sifonu üstüne çekip rahatlamak istiyorum ama yapamıyorum. Ömrümden çalan her boktan konuyu hayatımdan söküp atabilsem, bu mucizeyi gerçekleştirsem en sonunda kazanan ben olsam ne güzel olurdu.
Keşke, sinir sistemim bu kadar zayıf olmasa keşke keşke keşke. Beni hasta eden her şeyden ne kadar nefret ediyorum. Benim yüzümü düşüren ve göğsümde çırpınıp duran bu kumrulardan beni gecenin bir yarısı nefessiz bırakıp uykulardan eden o görünmeyen ellerden yüzlerden seslerden ve daha nicelerinden kurtulmak istiyorum. Tüm korkularımı tekrar tekrar bana yaşatan bu uyanılmaz kabuslardan çok yoruldum artık.