8 Ekim 2023 Pazar

Pazar Animesi

    Yıl bitmeden bu senenin yaz sezonu animelerini bitirmem gerekiyor. Güzel bir listem var ve bu listeyi bitirmek için de zaman gerekiyor.  Zaman kıymetli bir olgu ve her şeye her an yetemiyor maalesef. Peki ek zamanı nereden bulmalı? 

    Mesela sabah uykularından kırpmalı veya büyüme çağını çoktan geçmiş 45 yaşında bir orta yaşlıysan gece uykularından ödünç almalı. Büyüyeceğin kadar büyümüşsün fazla uykuya ihtiyacın yok nasılsa! İşte biraz oradan biraz buradan aşırınca anime izlemen için yeterli süreyi bulup çıkarıyorsun. 

Bu pazar sabahı da uyumak yerine koyu bir kahve eşliğinde izlemek üzere seçilen günün şanslı animesi Undead Girl Murder Face oldu.



IMDb' de 7.6 gibi yüksek bir puanlaması var ve elbette tamda benim kalemim. 

Anime konusuna gelirsek şöyle ki, 19.Yüzyılın sonlarında bir vampirin eşi öldürülür ve" Kafes Kullanıcısı" diye bilinen bir dedektif cinayeti çözmesi için tutulur. Tabi bununla bitmiyor ne mi oluyor? İzleyip öğrenmek gerekiyor. 

 Pazar sabahı yapılacak daha önemli bir işiniz yoksa tabi !




Düş Kapanı

     Bu gece detayını buraya yazmak istemediğim bir rüya gördüm. Aslında tüm hafta çok gerçekçi rüyalar gördüm.  Bazı dönemler nedense rüya yoğunluğu yaşıyorum. Çok yoğun duygular ve gerçekçi konuların altında eziliyor ve sabaha çok yorgun ve yıpranmış başlıyorum. Aşırı yoğun duyguların olduğu gerçek hayattan ve şimdiki zamanda geçen rüyalarımın ileride gerçekleşmesi gibi bir gerçekte var. Bu tezin gerçekliğini bir kaç kez ispatladım bu yüzden  tesadüf diyerek geçiştirilen bir konu olamaz maalesef. İşte birazda bu yüzden sabah uyandığımda ilk saatler halen rüyanın getirdiği duygu yoğunluğundan çıkamıyorum. Uyandım mı yoksa halen rüyada mıyım? Kafa karışıklığı dayanılmaz oluyor.

    Gördüğüm rüya mutlu bir rüyaysa, elbette hissettiğim yoğun  mutluluğu ve huzuru kaybetmek istemiyorum. Huzurlu rüyalardan uyanınca ne kadar istesem de verdiği duygular tıpkı eriyen bir buz parçası gibi hızla yok oluyor. Oysa olumsuz duyguların ağır bastığı öfke ve keder yüklü rüyaların kapanından kurtulmak için gün boyu çabalamam gerekiyor. Huzursuzluğun hakim olduğu rüyalardan uyandığımda istemesem bile verdiği duyguları unutmak şöyle dursun, yıllar boyunca yeri geldikçe itinayla hatırlayıp o anki öfke ve hüsran duygusunu tekrar tekrar yaşayabiliyorum. Tıpkı kor bir alevin içimde dalgalanması gibi. 

Bu gece ki kor, bakalım ne zaman gerçek dünyada da alev alacak. Zaman beni haklı çıkaracak mı göreceğiz?