24 Eylül 2016 Cumartesi

Tezhip Dersleri

Bugün ilk dersti. Ders ve hoca kelimeleri uzun zamandır hayatımda olmadığından epey heyecanlandım. Tanışma dersi olmasına rağmen kalem tutuşu ve nüanslı çizim tekniğine ufaktan giriş yaptık. Pazartesi yarım gün, çarşamba ve cumartesi günleri tüm gün ders veriliyor. Maalesef ben pazartesi günü olan derse hiç katılamıyorum. Çarşamba ve cumartesi günleri ise derse katılımım öğleden sonra olacak. Ege bu sene yine ana sınıfına gidecek ve bu yıl öğlen grubunda olduğundan Neşe Hanımın nazik teklifine bu şartlarla iştirak edebildim.

Zaten bu iş bir yılla oldu bitti denebilecek bir iş değil. Bismillah deyip kolları sıvadım inşallah ölene kadarda bu işte sebat edip öğrenmeye devam etmek nasip olur.
Kalem tutuşu ve el yatkınlığı gibi bir iki artım var bu da ister istemez işim sebepli teknik çizim konularına yatkın oluşumdan kaynaklanmakta. 23 senelik Rotring rapidolarımın, cetvel ve pergellerin yeniden gün yüzüne çıkıyor oluşu beni güldürmedi değil. Bir daha işe yaramayacaklarını düşünürdüm ama yanılmışım.
Her şey bilgisayarla halledilir olsa da halen el mahareti isteyen çok güzel işler var bu dünyada.

Tezhip İslamla bağdaşmış olsa da aslında ilk çıkış kapısı Budist ve Maniheist Uygurlara dayanmakta. Zamanla Uygur devletinin dağılışıyla, Uygurlar göç ettikleri topraklara sanatlarını da götürüyorlar ve Araplarla buluşması da bu yolla oluyor. Zaten Tezhip kelimesi Arapçada altınlama-yaldızlama anlamına geliyormuş.  Elbette bu sanatın doruk noktasına ulaşması Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin sayesinde oluyor. Cumhuriyet dönemine geldiğimizde Atatürk'ün verdiği talimatla Şark Tezyini Sanatlar Mektebi kuruluyor ve bu sayede günümüze değin geliyor. Bizlerde kurslar sayesinde bir ucundan tutmaya çalışıyoruz.

İşte bende bu günlerde, derin bir okyanusun başında durup damla damla içer gibiyim.  Kendim için bir şey yapmayalı o kadar zaman olmuştu ki, doğrusu bu mutluluğu unutmuşum.