22 Aralık 2013 Pazar

15 Günlük Malumat

Bloga yazı girmeyeli tam on beş gün olmuş. Peki bu kadar gündür ne alemdesin derseniz önce oturun derim. Uzunca yazıcam işi olan hiç bulaşmasın sonra bir ara okursunuz. Gelelim işi olmayan ve bulaştık artık bakalım gerisi nasıl gelecek diye heveslenenlere.

Efendim, on beş günlük dilimin ilk yedi günlük olan bölümünde tabii anime izledim ve kitap okudum kısacası hay huyla geçti. Lakin son yedi günüm çok dolu geçti. Zira evde hasta bir kocayla günler pek yorucu oluyormuş öğrenmiş oldum.

Evet kısacası kocam ZONA oldu! Dolayısıyla 10 günlük raporu ve ilgi alaka isteyen Küçük Emrah pozlarıyla her daim tüm vaktimi çalmakla meşgul. Bir haftadır anime izlemedim varın halimi siz düşünün!...

Şaka bir yana Memo'nun hastalığı bizi gerçekten çok üzdü ama Allah başka dert vermesin diyerek işimize gücümüze baktık. Bu günlerde döküntüleri epeyce iyileşme emaresi gösterdi. Bizi üzen şey bu Zona denen meretin kafası ve yüzünün sağ kısmını esir almasıydı. Hassas bölgelerde çıkması korkuttu. Mesela kulak arkası ve kulağı günlerce şiş ve gergindi. İşin başında önlem alınması sayesinde daha fazla yayılıp şekil şemali kaydırmadan gidişatı rayına oturttuk gibi.

İşte son bir haftam Memo'nun ilaç saatleriyle, güçlü ve dengeli beslenme programı için nefaset ve sağlıklı yemekler yapmak için debelenip durmakla geçti.  Önümüzdeki haftada bu şekilde devam edecek. Dolayısıyla laptopum ve animelerim bir müddet daha esaret altında!

Diğer yandan Memo'nun evde olması bu hafta benim iki kez felekten bir gün çalmamı sağladı ki, buda yadsınamaz bir güzellik oldu.

Geçen hafta perşembe günü rutin yıl sonu beleş check-up hakkımı kullanmak için sigorta şirketinin anlaşmalı kurumlarından birine gittim. Yanıma tabi ki, kız kardeşim Banuyu aldım. Klasik işlemleri ve doktorla hoş beşi yaptıktan sonra Kanyon ve Metrocity arasında epeyce zaman öldürdük.
Bende nihayet yıllardan sonra üstüme kaban aldım. Çok rahat ve kullanışlı bu sebepten verdiğim parayı sineye çektim.

Tabi perşembe günü Banu ve benim tek derdimiz alış veriş değildi. En azından benim için :)
Açılalı 1 ayı geçmiş olmasına rağmen gidemedim diye dertlenip durduğum  Stixx Yakitori'ye gitmek için en uygun zaman olmasından dolayı keyfim yerindeydi.

Gittim denedim ama ocak başı kültürü olan bir millete Japon ocak başı biraz devede kulak kalıyor :) Kötü değildi ama verilen paraya göre porsiyon az bence. Böyle lokantalar nedense bizi hep kazık yedik duygusuyla uğurlamakta. Çünkü sayıca az ve genelde dükkan parasıydı, şef parasıydı derken olan müşteriye oluyor.

Gelelim cumartesi gününe. Cumartesi günü bizim klasik yıl sonu kutlamamız için biçilmiş kaftandı. Kaç yıldır Burcu Edirne'de olduğu için bize eşlik edemiyordu ama bu yıl nihayet üç kız kardeş bir aradaydık. Böylece hediyelerimizi verip aylak aylak gezdiğimiz, kahve içip suşi kaçamağı yaptığımız keyifli bir gün geçirdik.

En kötü günümüz böyle olsun diyerek akşama bana geçtik. Ben akşam yemeği için kolları sıvayıp mutfağa girdim tabi. Herkes evlerine dağılınca, 00:30'da başımı yastığa koyar koymaz uyumuşum.
Kendi adıma yorucu ama güzel bir hafta geçirdim. Bakalım önümüzdeki hafta neler getirecek :)

4 yorum:

  1. geçmiş olsunn biraz sıkıntılı bir dönemmiş...

    YanıtlaSil
  2. Umarım önümüzdeki hafta Miso çorbası getirir :D

    YanıtlaSil
  3. Zona zor bir hastalık, çok çok geçmiş olsun...

    YanıtlaSil
  4. özii, sağol atlattık çok şükür :)

    Banu, bolca getirdi :)

    resimli günlük, teşekkür ederim. Umarım herkes bizim kadar çabuk atlatır :)

    YanıtlaSil