31 Mayıs 2013 Cuma

Yolcu

Bu haftam hep hazırlıkla geçti. Bavul hazırlamak ve öncesinde bir sürü listeler hazırlamakla bitiveren bir haftaydı. Yıllık Egeyle Taşköprü babaanne gezimize yarın çıkıyoruz. İki hafta İstanbul'da yokum. Beni çok özle İstanbul zira ben seni çok özlerim bilirsin.

Bu sefer en büyük yerine orta orta boy valize sığmayı becerdim. Aferin bana! Bavula yerleştirileceklerden  ziyade bilgisayar, harici bellek ve milyon tane şarj aleti, fotoğraf mak. gibi sayısız elektronik zerzevatla ilgilendim. Egeyi yolda oyalayacak bilumum ıvır zıvıra kafayı yordum. Kendim için indirdiğim filmler ve yanıma aldığım (yedekte) 16 bölümlük Kore dizisi de olmak üzere tam donanımlı bir biçimde iki haftaya hazırlandım.

Geçen haftaysa İdefix Efendiden yüklüce bir kitap siparişim olmuştu. Bu hafta iki tanesini hızla okudum ve çok sevdim. Tarafsız bir biçimde  Japonyayı ve Japon insanını anlatan bu kitapları konuyla ilgilenen herkese tavsiye ederim.



Taşköprü günleri içinse yanıma ne zamandır okumak istediğim bir kitap aldım. Yıllar öncesinden ajandama not düşmüş ve her kitap alışımda aklımda olmasına rağmen başka şeylerin aklımı çelmesiyle bir türlü alıp okumayı beceremediğim bir kitaptı. Kısmet bugüneymiş. Gecikmeli olsa da nihayet alabildiğim için pek mutluyum.


Yolda giderken okumak içinse, Kore Mektuplarını seçtim. Bu kitapta epeydir listemdeydi ve en iyisi yolda okumak diyerek bu hafta okumayı es geçtim.



Kısmetse yarın okumaya başlayıp Taşköprü'ye gidene kadar bitiririm diye düşünüyorum. Diğer yandan okunmayı bekleyen çok güzel kitaplarım  var ama onları dönüşe sakladım.

Birde yanıma Akira Kurosawa filmleri aldım ki, Taşköprü'de Niğde gazozu eşliğinde bolca kendimi şımartabileyim.

Ben bu iki filmi çocukken izlemiş ve çocuk aklımla bile harika bir film izlediğim farkına varmıştım. Yıllar içinde tekrar tekrar izlemiş olsam da asla bıkmadığım filmlerdir.


Kaç kere izlediğimi bilmediğim diğer filmlerinden bazıları Run (bu filmi kare kare ezbere anlatacak kadar çok izledim!) 7 Samuray ve Dreams......
Şimdi listelerimi gözden geçirip eksik gedik var mı? diye kontrol edecek ve gider ayak İstanbul'da evimde ayaklarımı uzatıp soğuk bir bira eşliğinde Kurosawa filmi izliycem.







İşte böyle...














21 Mayıs 2013 Salı

2PM (A.D.T.O.Y)


Günlerdir bu şarkıyla yatıp kalkıyorum. (A.D.T.O.Y) All Day IThink Of You. Şarkının ismi benim halimi özetlemiş durumda :)

 2PM geri döndü ama ne dönüş. Kardeşim hangi ara böyle oldunuz ben anlamadım.
Tamam severim, arada bakarım yoklarım ama son durumda  şaştım kaldım. Özellikle bahsi geçen şarkının klibini seyretmenizi tavsiye ederim. Yüksek çözünürlü izlerseniz kendinize çok daha büyük bir iyilik edersiniz :)





Allah hepinizi sahibinize bağışlasın! eyvallah bir sözüm yok. Zaten bu hayatta artık olacak iş değil ama yinede, Allah'ım bana cennette vereceğin huri hakkımı, 2PM'le doldurabilir miyim?
 Lütfeeeen...



                             Tamam, hepsi olmasa da en azından Junsu'yu


                                               Birde Junho'yu ver anlaşalım :D





17 Mayıs 2013 Cuma

Yüksek Mertebe

GÜN nedir?

Gün bir ev hanımının olmazsa olmazıdır! Nihayet bende bu mertebeye yükselerek bir GÜN organizasyonuna dahil oldum ve ölmeden yapılması gerekenler listemden bir maddeyi daha eksilttim!
Ne mutlu en hanımıyım diyene!!!

Kısırlar börekler havalarda uçuştu öyle bir gündü işte. Annem, iki adet teyzem ve bir adet kız kardeşten oluşan bu gün ahalisi daha nice GÜN'ler için sadece bir alıştırma seansıydı. Banu ve benim kendimizi bu yolda geliştirmemiz adına atılmış bu büyük adımı gözlerim yaşararak izledim. İşte biz büyümüştük ve GÜN organizasyonunda ev sahipliği yapıyorduk. Vay anasınaydı! 
Bugün çamaşır suları dökülüp yer bezi yapılan nice Metallica ve Megadeth tişörtlerim için için ağlıyordu. Kıyıda köşede kalmış deri bilekliklerim, annemin evinde ivedilikle nöbet bekleyen askeri botlarım ve halen kıyıda köşede kalmış o yeşil bez çantalar yas tutuyordu. Bu kız ne hale gelmişti? Lakin olan olmuştu. Hayat beni ev hanımına çevirmişti ve kısır yapmak ve dahi böreği kıvamında pişirmek ve bununla gef gef gerinmek benimde hakkımdı! 

GÜN parasıyla saçlarımı sarıya boyatacağımı iddia etmiş olsam da, benim kadar uzun saçın üç kuruşluk gün parasıyla boyanmasının mümkün olmadığını söyleyen kardeşimi esefle kınıyor ve sarı saç için mümkünse 50 yaşımı bekliyorum. Zati o zamana kadar bende konkene başlamış olurum artık. 



11 Mayıs 2013 Cumartesi

Anneler Günü

3.kez anneler gününü kutlamaya çok az kaldı. Bu sene anne olarak epey zorlandığımı itiraf etmeliyim. Çocuk büyüdükçe sorunlarda artıyor. Aslında sorun teşkil edecek durumlar değil elbette lakin ilk kez yaşadığı şeyler insana sorun gibi hissettiriyor. Benim istediğim gibi değilde, kendi gibi olması tek sorunumuz olsun!

Çocuğumun şu anki hali, çocuk olan ben için yaramaz-haylaz oğlan güruhuna girdiğinden, zorlanıyor olmama şaşmamak gerek. Zira ben çok sakin bir çocuktum. Yaramazlık bana çocukken bile itici gelirdi ve bunu "çocukluk" olarak görürdüm. Tabiatım böyleydi. Oğlumda benim tam tersi. Onu sadece mecburi yemek molalarında otururken görebilirsiniz. Her daim gezinen, zıplayan veya bir şekilde hareket halinde olan ve uyuduğu zamanlar dışında ses çıkartmadan, gürültü yapmadan, çığlık atmadan duramayan bir çocuk.
Migrenden çektiğini, bugüne kadar hiç bir şeyden çekmemiş bir anne için en ideal evlat :)



Sesten, gürültüden, patırtıdan ve özellikle çığlık atan çocuklardan hiç hoşlanmıyor olmama rağmen, Allah bana daha fazlasını bünyesinde barındıran bir evlat verdi. İyi ki verdi. Öyle olmasaydı hayatımın hiçte bir anlamı olmazmış. Asla tahammül edemem dediğim tüm o şeyleri, kendi çocuğum olunca nasılda sevimli ama diyerek görmezden geldiğime bende şaşıyorum. "Yaramaz ama sevimli." Şeytan tüyü olanlardan. Kan beyninize çıksa bile o an öyle bir ifadeyle dibinizde duruyor ki, elinizde olmadan tebessüm ediyorsunuz. Dudaklarımı ısırıyor, şekilden şekle giriyor, ciddi ve otoriter durmak için büyük mücadeleler veriyorum ama olmuyor. Yelkenleri hemen suya indiriyorum.



Üç çocuklu bir anne olma hayalimi tek çocukla noktalama kararına vardırtan evladım, iyi ki varsın. Kulaklarım tüm o patırtıya nasıl alışmışsa, geceleri sen uyurken hayat çok sıkıcı ve anlamsız geliyor. Lakin o sessizlikte olmasa beynim tüm fonksiyonlarını kaybederdi çocuğum. İyi ki geceler var. Sen şimdi uykuda yarın için enerji toplarken, bende başka yollarla şarj olmaya çalışacak, kafamı boşaltacak ve yarına senin için tam teşekküllü bir biçimde hazır olarak başlıycam.

Umarım her daim enerjik, neşeli ve zıpır bir erkek olursun. Çok iyi bir sevgili olacaksın orası belli. Şimdiden biraz kıskanıyorum demişti dersin.






Anne olmak hiç kolay değil çocuğum!
Sabaha görüşürüz, öpüyorum zeytin gözlerinden.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Sinema

Bazı filmleri sayısız kez izlemek gibi bir huyum var. Fazla uzun olmasa da el verir bir sayıda olduğunu söylemeliyim.
Çok uzun zamandır izlemediğim bir filmi bugün  tekrar izledim. İnsanın bir film arşivi olmalı!

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Ms. SIMPLE

Bu aralar her şeyi çok basite indirgemiş bulunmaktayım.

Hayatı basite indirgemek ve dünyayı sırtından yere koyup belini doğrultmak şahane bir duygu. Aslında  benim için hayat uzun zamandır böyle. Fakat son bir yılda tavan yapmış durumda. Fark ettim ki, cahillik en büyük mutlulukmuş. Bu sebepten beynimi de en basit düzeyde kullanıp, mutluluğun en üst sınırlarında yaşıyorum.

Kendime beni gerçekten mutlu eden nedir? diye soruyorum. Verdiğim cevabı dürüstçe kabullenip uyguluyorum. Artık 5 yıllık planlar yapıp, kafamda bütün taşları yerine oturtmaya çabalamıyorum. Hayatımın en güzel yıllarını ve aslında tüm o yirmili yaşlarımı heder edip durduğum için elbette çok pişmanım. Zamanı geri alamayız ve bunu anlamak için ne yazık ki az biraz büyümek gerekiyor.

Lakin huy tabiat neyse o. Elbette her gün bu yeni doktrinlere harfi harfine uyamıyor olabilirim ancak eskisi gibi ümitsiz bir vakıada değilim.  Arada kafamda soru bulutları dolanacak gibi olursa hemen def etmesini öğrendim. Dolayısıyla zamanında adam gibi yapamadığım ne varsa şimdilerde yapıyorum.
İnsanlar için değil sadece kendim için. Ruhuma iyi gelecek ne varsa sadece o!
Buna 15 yaşında olmakta dahil.