27 Ağustos 2017 Pazar

Muzaffer İzgü




Ökkeş İşportacı adlı kitabı bilir misiniz?. Benim için yeri çok başkadır. Okuma yazma söktükten sonra annemin bana aldığı ilk kitaptı. Kaç kez okudum inanın bilmiyorum ama tek bildiğim kitabın artık benim bir parçam olmasıydı. Muzaffer  İzgü yıllar sonra ortaokul zamanlarında yeniden çıktı karşıma. Bu sefer babamın orta iki karne hediyesiydi. 


O yaşa göre erken sayılsa da ben bu yeni kitaplarını daha bir severek bağrıma bastım. İlk sorgulamalarım onun kitaplarıyla başlamıştı. Kendi paramı kazanmaya başladıktan sonra da önceliği hep ona verirdim. 

Bugün ne yazık ki, yazarın acı haberini aldık. Çok kıymetli değerli bir insanı daha bu dünyadan uğurladık. Yüz yedi kitap ve iki yüze yakın radyo oyunu bırakarak sonsuzluğa yol aldı. Ruhu şad olsun. 

 Kendi deyişiyle, "Muzaffer İzgü doğdu, okudu, düşler kurdu, yazdı ve gitti." 
Gitti ama gidişiyle bizleri ve Ökkeş'i öksüz bıraktı işte.


22 Ağustos 2017 Salı

Sonbaharımsı

Bugün ne kadarda güzel başladı. Trafikte olanlar bana kızabilir ama yağmur harika bir şey bence.Yağmuru benim kadar seven başka birisi olabilir mi? En çok ben seviyorum itiraz istemiyorum, lütfen!

Sonbaharı deli gibi özledim. Eylül, ekim, kasım en sevdiğim aylar. Tamam mart, nisan, mayıs da seviliyor fakat sonbahar ayları bir başka özel. Belki eylül ayı doğumlu olmamdandır bilmiyorum fakat bildiğim bir şey varsa o da, sonbahara aşık olduğum gerçeğidir.
Saçlarımı azıcık kestirmem ve tatilde semirerek aldığım 3 kiloyu vermem gerek. Kim bilir belkide eylül ayı gelmeden bu maddeleri aradan çıkarabilirim. Sonbaharla beraber tezhip kursum başlıyor ve ben bu sene minyatür derslerine de gitmeye karar verdim. Bakalım önümüzdeki aylar neler getirecek.

Kore dizileri son gaz devam ediyor ama bu aralar beni çok saran bir dizi yok. Bu yıl izlediklerim içinde Goblin beni o kadar memnun etmişti ki, şu ana kadar onu geçecek bir diziye rastlayamadım.


Beni diziye bu kadar bağlayan şey oyuncuların harikalığı kadar senaryonun da güzel olmasıydı. Fantastik dizi örneğinin karşılığını vermiş olmasıydı. Bu sebepler olmasa bile zaten kafadan sevmiştim zira Yoo Gong vardı daha ne olsundu ???


Goblin öncesinde beni sarıp sarmalayan diziyse tabi ki Moon Lovers ve Lee Joon Gi olmuştu.



Yani öyle böyle değil acayip sevmiştim diziyi. Tek sorun kadın oyuncunun daha doğrusu şarkıcı olan IU'nun oyunculuğa bulaşmaması gerçeğini bir kez daha anlamamızı sağlamasıydı. Bilemiyorum ama çok sönük bir oyunculuktu. Hele ki, Lee Joon Gi'nin yanında çok çok sönük kaldı. 




Beni etkileyen dizilerden bahsetmişken, iki diziden daha bahsetmeden olmaz. 

Bunlardan ilki, W-Two Worlds.


Bu dizi gerçekten senaryosuyla gayet başarılı bir diziydi. Oyuncuları çok tatlı zaten. Bir dizide hem oyunculuk güzel, hemde senaryo sağlamsa o dizi favori dizi olmayı hak ediyor demektir. 

Bir diğeri biraz eski dizilerden. W-Two Worlds'u izledikten sonra gözden kaçırdığımı fark ettiğim dizi 
Doctor Stranger.


Farkındayım ikisinin baş rolü de Lee Jong Suk. Bu çocuğu Pinokyo dizisiyle tanımıştım ama sonrasında denk gelememiştik. Bu sene iki dizisini birden izledim. 
Ben oyunculuğunu seviyorum. 
Sevimli bir kere  :)

Şu an izlediğim diziyi de bir daha ki yazıya havale ediyorum. Zira balkona çıkıp yağmur eşliğinde kahve içme planlarım var.