31 Mayıs 2012 Perşembe

Şikayetname

Bazı insanların bilmedikleri konular hakkında ahkam kesmesinden hiç hoşlanmıyorum. Çok biliyormuş gibi konuşmaları, yazmaları ve bazılarınında bu saçmalıkları dinlemesi, inanması beni çok şaşırtıyor. Bilmediği bir şeyi uzun uzun anlatabilme becerisi de her kula nasip olmayacak bir meziyet olmalı. Üstelik onların bu bilmişlikleri, gerçekten bilenlerin susmalarına sebep olmakta. En üzücüsü de bu bence. İnsanların bilmeyenlerden bir şey öğrendiklerini sanmaları. 34 yaşındayım ama halen bu hayatta hiç bir şeyi çok bilirmiş gibi konuşamam. En başta utanırım. Sokrates, " Bildiğim bir şey varsa oda hiç bir şey bilmediğimdir " demiş ve benim hayat felsefemi çizmiştir. Saygılarımla.

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Ebe Sobe

Malum Sevdiğim bir yazarın kitabını okurken araya bir şeyler sokamıyorum. Bazı yazarların ekstra başımın üstünde yeri olduğundan, bu aralar fazlasıyla HARUKI Murakami dolu günler geçirdim. Kitabı bitirir bitirmez sevgili Asortik Krep'in sobesini cevaplamaya geldim. Biraz arası açıldığı için özür dilerim. 1- Ne sıklıkta kitap okursunuz? Belli bir aralığı yok. Elimin altında her an okuduğum bir kitap olur. Bir kitap biterse bir diğerinin arayışına çıkarım. 2- En sevdiğiniz yazarlar? Bloğu takip edenler az çok biliyor aslında. Bazıları ekstra sevgili durumunda. Marquez, Haruki Murakami, Yuşio Mişima, Umberto Eco, Gao Xingjian, Gustave Flaubert, Dostoyevski, Turgenyev, Mihail Şolohov, Balzac.....Türk yazarlardan elbette, Reşat Nuri Güntekin, Hüseyin Rahmi, Ahmet Mithat Efendi, Ömer Seyfettin, Orhan Veli, Özdemir Asaf... onları geçebilen yeni yazarlar henüz benim kalbimde çokta yer etmiş değil. 3- En beğendiğin kitaplar? Üst maddenin cevapları, bu sorununda cevabı aslında. 4- Yerli yabancı hangi kitapların yazarlarını daha çok tercih edersin? Bu aralar daha çok yabancı yazarları okuyorum galiba. 5- Bugüne kadar en beğendiğin kitap serisi? Bu soruya iki cevabım var. Okuma sırasına göre ilki Mihail Şolohov - Durgun Akardı Don diğeri Yukio Mişima - Bereket Denizi. 6- Daha çok hangi tazda okumaktan hoşlanırsın? Sanırım her türlü romanı severek okuyabilirim. Anı, biyografi ve seyahat günlüğü tarzında kitapları da severek okurum. 7- En son hangi kitabı okudun? HARUKI Murakami - 1Q84 8- Şu anda hangi kitabı okuyorsun? Muhibbe Darga - Kazı Başkanının Karavanası 9- Kitap blogları hakkında ne düşünüyorsun? yeterli mi? Fazla takip ettiğim söylenemez. 10- Kitap okumak sizin için ne ifade ediyor? Özgürlüğü ifade ediyor. Kısa kısa geçiştirdim gibi oldu ama Ege şekerleme yaparken yazabildim. Ayrıca Ege'nin bugün ateşi çıktı. 22 aydır ilk defa ateş düşürücü içti. Keyfi yerinde başka bir sorunu yok gibi ama ateşi var umarım çabuk geçer. Böyle işte.

13 Mayıs 2012 Pazar

Murakami

Anneler günü için kendime güzel bir hediye seçtim. Kitap nisan ayında basıldı ama kitapçının kapısında yatmadım, almadım, bekledim özellikle Anneler gününe denk gelsin diye sabrettim. İnternetten sipariş veremezdim çünkü benim için Murakami Remzi Kitabevinden alınmalıydı. Usul adet öyle. Evvela kapak şefkatle okşanmalı, kitabın içi açıp koklanmalı, velhasıl öpüp sevilmeli ki, kasaya ödeme yapıp çıktığında içine bir sevinç dolsun. Sonrasındaysa tüm varlığınla ayakların en az 10 cm. yukarıya havalanmış, süzülürcesine eve doğru akar gidersin.
İşte bende dün akşam aynen böyle yaptım. 1256 sayfadan oluşan kitaba karşı hissettiklerim, bir çocuğun koca bir çikolataya karşı beslediği duyguyla aynı. Kitaptan koca bir ısırık almamak için kendimi zor tutuyorum. Ama tutuyorum. Zira evvela anneme gidip, bahçesinden arakladığım çiçeklerle Anneler gününü kutlamam gerek. Akşama eve geldiğimde yapılacak edilecekler toparlanıp, huzur ortamına kavuşunca, güzel bir kahveyle sert kurabiyeleri yanına eşlikçi edip, koltuğa yerleşmem gerek. Sonrasında beni muazzam bir festival bekliyor. Uzun bir aradan sonra, sevgiliye kavuşmak gibi bir şey. Artık o noktadan sonra bana kimse ilişmesin lütfen. Zira büyük bir olasılıkla, Haruki Murakami okuyor olduğumdan kimseyi duymuyor olabilirim. Bana Anneler günü hediyesi olarak, Murakami'yi alt edebilecek bir hediyeyi bilmem ki Ege ne zaman bulur getirir ???

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Okumadan Ölmeyelim

Bu aralar pek okuduklarımı buraya not düşmez oldum. Okumaktan keyif aldığım kitaplardan bahsetmediğim zamanlar bir eksiklik hissediyorum. Çokça kitap için, şu kitaptan da bahsedemedim gitti diye dertlendim ama bir şekilde Yukio Mişima'yı es geçme Allah aşkına diye ant verdirdim kendime. Bundan sebep alt fotoğrafta ön ve arka kapağını koyduğum sevgili kıymetli biricik yazarın kitabını okuduğumu yazmak istedim. Benim için Yukio Mişima çok önemli bir yazar. Günlerden bir cumartesi günü avare bir şekilde İstiklal' de gezer iken, rutin Can Yayınları molasını vermiştim. Marquez'in artık okumadığım hiç bir kitabının kalmamış olmasından sebep, her nasılsa birden önümde ilahi bir biçimde parıldayan kitaba elim gidiverdi. O kitap Yukio Mişima'nın Bahar Karları kitabıydı. Böylece yazarın Bereket denizi adını verdiği dörtlemesinin ilk kitabı olan Bahar Karları ile yazarla aramda derin bir bağ oluştu. Halen Bahar Karları'nın bende yarattığı etki ilk günkü gibi devam etmektedir. Belki daha 21 yaşında olmanın getirdiği bir ruh halinin de kitapla bir bütün oluşturmamda büyük etkisi olmuştur. Bahar Karları sonrası dörtlemenin diğer kitaplarını da bir solukta okuyup bitirmiştim. Benim için bu dörtlemenin en güzel kitabı Bahar Karlarıdır. Blogun isminden de anlaşılabilir sanırım. Dörtlemenin diğer kitapları, Kaçak Atlar, Şafak Tapınağı, Meleğin Çürüyüşü olup tüm seriyi okumanızı tavsiye ederim. Bu şekilde seriyi bitirdikten sonra 1970 senesinde daha 45 yaşındayken, Japon geleneklerine uygun bir şekilde intihar eden yazarı daha iyi tanımış olacaksınız.
Yaz Ortasında Ölümse yazarın öykülerinden oluşmakta. Kısa tadımlık öyküler. Ben bu öykü kitabını geçen sene sonbaharda alıp okumuştum. Benim asıl anlatmak istediğim kitap alt fotoğrafta görüleceği üzere, Batılı büyük bir yazarın Mişima'yı keşfe çıktığı bir kitap. Yazar Mişima'yı ve Bereket Denizi dörtlemesini ve bu dörtleme sonunda intihar ediş sürecine bizleri de dahil etmekte.
Alınası okunası kitaplardır, şiddetle tavsiye ederim. Daha fazla yazmıyorum merak etmeyin :) İstesem de yazamam zira sağ kolumun altına kafasını sokup ağlayan oğlumla ilgilenmem gerek.