Hani pazartesilerden haz etmediğimi bilmeyen yoktur ama ben bir kez daha not düşeyim dedim. Bilhassa tatil dönüşü işe başlanan o ilk pazartesi ne büyük kabustur. Yani bu tam anlamıyla Araf’ta kalmak gibi bir şeydir. Nereye ait olduğunu tasavvur edememe hali beter bir durumdur.
Neyse, bu konuyu düşünmeyelim. Güzel bir hafta geçirdim. Yedim, içtim, eğlendim. Lakin bir biri ardına içilen margaritalar, efendime söyleyeyim votka limonlar ve

dahi bir gece öncesi yuvarladığım buzlu rakılar, eve dönüş günü beni bir güzel yamulttu. Cumartesi sabahı migren atağım had safhaya ulaşmıştı. Kabus gibi saatler geçirdim nihayet yola çıktık eve döndük ama neler çektiğimi bir ben bilirim. Beni son gece gittiğimiz o Rum tavernası mahvetti.
“Birde koca sözü dinlesen, ne olur sanki?” cümlesi yol boyu ve daha ertesi gün ve sanırım gelecekte bir çok kez duymak zorunda kalacağım güzide bir cümle olarak hayatımdaki yerini almış oldu.
Geçmişe mazi derler efendim, olan oldu ne yapalım. Önümüze bakalım artık öyle değil mi? Bende öyle yaptım ve beni kendime en iyi Ayça Şen getirir diye düşünüp, ilk iş öğle tatilinde Remzi’den içeri dalıp Hırs ve Cezayı aldım.

Saatçi Bayırı Ayça Şen’in ilk kitabı olan hani, benim en bir sevdiğim kitabıdır. Fakat ikinci kitapta bir başyapıt benden söylemesi.
Bir harika haberde, Radi Dikici’nin kitabı Theodora. Gerçi kitap Mayıs ayında piyasaya çıktı ama ben ancak bugün alabildim.

Bloğuma yazdığım ikinci postta bahsetmiştim yanılmıyorsam Radi Dikici’nin
Şu Bizim Bizans isimli kitabından. Geçen sene yaz tatilimde yanıma alıp okuduğum ve çok keyif aldığım bir kitaptı. Tekrar belirtmekte fayda var alın okuyun çok memnun olacaksınız benden söylemesi.
Theodora ise Dikici’nin yarı belgesel roman olarak yazdığı ilk kitabı.
Benden haberler böyle. Külkedisi için saat gece yarısını çoktan geçti. Sükseli arabam balkabağına dönüştü bile. Farelerimi de yanıma alıp işimin başına geçtim çoktan.
Dip not: Almadım yanıma topuklu ayakkabı. Topuklu ayakkabıyla sirtaki olur mu ayol? Bendeki de laf işte. Önce topuklu ayakkabının üstünde durmayı becerde…