Bahar geldi işte. Her ne kadar İstanbul serin yağmurlu bir pazartesiye başlasa da, kuş cıvıltıları tam tersini söylüyor. Hele o havadaki gizli bahar kokusu yok mu? İşte beni cezbeden şeyde bu olsa gerek. Baharın kokusu.
Eskiden her bahar balkonu güzelleştirmek için bir şeyler yapardım ama Egeden sonra balkondan uzaklaştım. 6. katta oturuyor olmam ve Egenin aşağı sarkması korkusu beni balkonum yokmuş gibi davranmaya zorladı. Biraz daha büyümeli diyerek bu bahara kadar geldim ama artık yokmuş gibi yapamayacak durumdayım. Bahçe oluşturma özlemiyle yanıp tutuşuyorum.
Elbette bunu tetikleyen en büyük sebep Nigel Slater oldu. BBC sen var ya sen...
O kadar özeniyorum ki, tarifi yok o derece seviyorum bahçesini. Sanki benim bahçem gibi mutlu oluyorum onu izlerken.
Bende bu hafta sonu balkonuma taze soğan, maydanoz ve fesleğen ekerek giriştim bir şeylere bakalım. Nane, dereotu ve tere bir daha ki haftaya. Umarım tohumlarım tutar. İlk defa tohum eken biri için acayip heyecanlıyım. En az bir hafta sonra yeşerecekler ama ben sabah sabah hemen balkona koştum sanki sihirli fasulye tanelerini ekmişim de, sabaha balkondan göğe uzanan kocaman bir sarmaşık olacakmış gibi içim kıpır kıpır.