21 Haziran 2011 Salı

Gün Başladı

Ege sayesinde gün hep erken başlıyor. Öğlene kadar uyumalar filan hep mazide kaldı. Ama iyi oluyor güne erken başlamak. Memnunum. Sabah yedide bir mızırdanıyor pış pışlanıp yatırıyorum belki yarım saat daha uyur. Genelde yedi buçukta ayaktayız.

O uyurken bende kahve yaptım kendime ama önce perdeleri açtım dışarıyı kokladım ötüşen kuşlara ve aşağı mahalleden gelen horoz sesine gülümsedim :)

Bugün karşıya anneme geçiyorum. İki üç gün kalma planım var. Malta erikleri oldu çoktan bensiz yenmemeli :) Bahçede keyif çayları içip, terasta mangal yapmak aşkıyla yanıp tutuşmaktayım. Temmuz sıcağında bile akşamları bahçede otururken, serin olduğundan omzuma hırka almayı seviyorum. Ormandan gelen çam kokusunu içime çekmek çok güzel olucak. Ege içinde, benim içinde güzel bir kaç gün işte.

Fakat bu güzelliğin ön hazırlığı biraz zahmetli. Evvela bavul yapılmalı. Dört mevsimi içine alan bir karma olmalı! Mamaları, yoğurtları, biberonu, cam rendesi, ıvırı zıvırı konmalı. Banyo malzemeleri, kremleri, ateş ölçeri, ilaçları! ne olur ne olmaz konmalı. Sonra mama sandalyesi, paston puset, konmalı. Park yatak annemde durduğundan birde yatak taşıma zahmetinden yırtıyoruz. Nihayet kapıya çıktığımızda, sefere giden ordu gibi bir şeyle karşılaşıyoruz. Mırıl mırıl söylenen bir adet Memo! Her seferinde muhakkak "mama sandalyesini götürecek misin?" sorusunu sorması, benimse EVET! demem klasik rutinimiz. Her çocuklu böyle mi? yoksa ben mi böyleyim? bilemiyorum. Biraz pimpirikli olduğum doğru ama alınması gerekeni almam gerek ne yapabilirim ki ???


Dün akşamsa Banu bize geldi. Ege tüm hünerlerini teyzesine sundu. Meğersem Latin müziği çıkınca el çıkıp popo üstünde dans ediyormuş Ege Bey. Dün akşam ilk defa şarkı eşliğinde coştu. Biraz videoya aldım. Çok sevimliydi.

Önden Kanyon'da buluşup azıcık turladık Banuyla. Alınması gereken bir iki ıvır zıvırı aldım ama saatin altı olduğunu duyunca, eyvah geç oldu diyerek ikimizide eve sürükledim.
Garibim Banu böyle durumlarda topuklu ayakkabılarla bana yetişmek zorunda kalıyor. Yine de zarif, yine de çok hanım hanım acele acele yürüyor yanımda. Bense bağından çözülmüş bir inek gibi saldur savuş, mevsime göre ayağımda ya kocaman botlar veyahut spor ayakkabı veya sandaletlerle, labada labada kocaman adımlarla yürüyorum :)


Memo'da krizin eşiğine girmek üzereydi ki, eve vardık. Ege'nin klasik akşam mızırdanması tavan yapmıştı çünkü. Önce Ege sonra biz doyduk. Türk kahvesinden son yudumu alırken Enişte Bey karısını almaya geldi. Enişte Bey meşgul bu ara. Tüm hafta Umman'lı Beyler için gezi programı yönetiyor. Yapsa ayrı, yapmasa ayrı iki ucu boklu değnek.

Ege uyanmadan azıcık bloglara göz atıyım ve sonra başlasın bu günlük maratonumuz ;)



Herkeslere GÜNAYDIN.

4 yorum:

  1. cokkk tatli bir oglan buuuuu :)) masallah :)

    YanıtlaSil
  2. iyi akşamlar:))
    Karşıys derken , bizim tarafa geçiyorsunuz sanırım...
    Biz Cancan'da mama sandalyesi işini şöyle çözdük. İKEA dan portatif mama sandalyesi aldık. O gelince kurduk, gider gitmez kaldırdık. Bazen kalkdırmayı unutup cart mavi sandelye ile bizim beyaz salondA müthiş bir uyumla misafir bile ağırladık.
    Horoz sesi ile uyanmak isterdim Neyse ceviz ğacına gelen kargaalrımız var.
    SEVGİMLE

    YanıtlaSil
  3. Ahh o erken uyanmalar yok mu ne güzel gene 7 buçuğu buluyor Ege çünkü benimki sabah 5 buçuk 6 açıyor gözlerini dopdolu enerjiyle.Bu arada saçlarına bayıldım Ege'nin çok yakışıklı maşallah.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. cok guzel bir foto bu, masallah egeye :)
    gunler hizla gelip geciyor degil mi, ne oldugunu anlamadan.. 7,5 ta uyanmak gayet iyiymis ve de, biz o saatte ikinci uykuya yatiyoruz nerdeyse :)

    YanıtlaSil