17 Kasım 2017 Cuma

Bitti

Çok şükür bir  haftayı daha bitirdim.
Pazartesi ve cuma arasında mekik dokuyor, kuyruğunu kovalayan bir köpek gibi hissediyorum. Hastalıklar olmasa başım üstüne her şeye varım ama şu çocuğunun hasta olması hali yok mu?...

Neyse neyse geçelim bu mevzuları artık. Ege iyi, annem iyi, her şey iyi ve her şey güzel yani. Gel gelelim, her gün beş sefer okuma yapın diye tembihleyen öğretmene rağmen, iki tekrarı ancak yapıp arkasından da eyvah beş kere okumaya zaman kalmadı diye veryansın eden bir oğulla cebelleşip duruyorum. Okumayı söktükçe marketteki ürün ambalajlarını okuma hevesini görmek çok keyifli. Kitap delisi anneye rağmen okumaya üşenen babaya çekmiş gibi görünse de, gelecek kim bilir neler getirecek diyor ve kuyruğu dik tutuyorum. Halen bana çekebilir!

Okulla ilgili yazılabilecek o kadar malzeme var ki ve fakat herkes çokça bunlardan yazdığından gına geldi. Ben bu nevri dönük anneler için, deli veli hastalığı diyorum. DVH hastası diye mimlediğim tiplerden itina ile uzak duruyorum. Kaçınılmaz olarak katılmış olduğum sınıfın whatsapp grubunda mecburen denk geldiğim garip diyaloglar günüme neşe katıyor. Oldukça değişik kafalar yaşayan bu kadınları okudukça analiz etmeden duramıyorum. En büyük kriz tabi ki ödev mevzusu. 1.sınıf ödevi dediğin nedir? Kafaların bu kadar karışık olmasını çözemedim. Ödevle ilgili bilgiyi okuyan ama okuduğunu anlayamayanlardan tut da, okumaya bile üşenip utanmasa vahiy yoluyla gönder diyecek tipler var. Üstelik O.A.B üyeliği yüzünden, okuldaki tüm sınıf annelerinden oluşan bir grubunda yazdıklarına maruz kaldığımdan gün sonunda beynim süngere dönüyor. Sınıf annesi diye bir meslek var yahu!. Gerçekten bazıları buna gönülden inanmış durumda. Onlar için  öğretmen bile kendilerinden sonra geliyor. Bazı öğretmenler bu zihniyete sahip tiplere elini verip kolunu kaptırıyor hayretler içindeyim. Gerçekten tuhaf zamanlarda yaşıyoruz.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bende giderek tuhaflaşıyorum. Geçenlerde blogumun arşivine daldım ve her geçen yıl giderek daha da tuhaflaşmış olduğumu fark ettim. Bir kere kendime eziyet etmeyi bırakmışım, büyümüşüm. Olduğum yerde saymayı bırakmış olmak sevindirici. Arada yine voltaj düşüklüğü yaşıyorum ama dünyanın başıma yıkılmasına izin vermiyorum. Bravo bana. Hayat çok kısa ve bir o kadarda güzel. Doyamadan ölmek kaçınılmaz ama bunu en aza indirmeye gayret etmek oldukça memnun edici.

Birde her hafta pazara gitmek ruha çok iyi geliyor benden söylemesi. Arada da  toprakta yürürsen oldu bitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder