2 Eylül 2018 Pazar

40 Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

Bloga dönme çabalarında bugün: Doğum günü bahanesi!

Bir gerekçe olmadan dönülemez mi? elbette olabilir ama burada kendime motivasyon vermeye çabalıyorum. Belki her gün bloga yazı girsem, bu hevesle her sabah kalktığımda ilk iş bir bardak su içerim veya her gün 10.000 adım atarım gibi düşüncelere dalıyor, yazı yazmanın hayatıma domino etkisi getireceğini umuyorum. Gel gelelim hayaller ve gerçekler diye bir durumda yok değil. Bakalım göreceğiz.

Bugünün anlam ve önemine dönecek olursak, artık 40 yaşımı doldurmuş olmanın ağırlığıyla inim inim inliyorum. Bir takım çocuksu hayallerin artık gerçekleşmeyeceğine hayıflansam da, salak salak neden olmasın diye düşünmeden de geri duramıyorum. Deli gibi KPOP dinliyor, bütün animeleri takip ediyorum. Daha az uyuyor, daha az kendimi düşünüyorum.
Hayatımın şu aşamasında varım yoğum EGE. Biraz kendimi öne koymak istesem de mümkün değil, kalp atış hızım, yemek yeme sebebim, bazen nefes alma gerekçem bile Ege oluyor. Bu zinciri kırabilmek istiyorum fakat Ege büyüdükçe ondan kopmak yerine ona daha sıkı sarılıyorum. Bu hastalıklı ruh hali beni çok yıpratıyor. Bir çıkış yolu bulabilmeyi istiyorum.

Yeni yaşımla beraber, aralık ayında teyze oluyorum.
Çok naif bir ve sevgi dolu bir kelime:"Teyze"
Heyecanlıyım.

Başka başka şeylerde oluyor. Güzel şeyler, kötü şeyler ve başka bir sürü ruh halleri. Hayat su gibi akıp gidiyor geriye de bir avuç tozdan başka bir şey kalmıyor. Ailemin her bir üyesinin aldığı her güzel nefes için Gök Tanrı'ya şükrediyor, yeni yaşımda da devamını diliyorum. Başkada bir derdim yok zaten.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder