Çok keyifliyim yani. Eylül doğumlu olduğumdan sanırım en sevdiğim mevsim sonbahardır. Hayata merhaba dediğim mevsim nede olsa. Tesadüf, evlilik hayatına da (2006) Eylül’de merhaba dedik.
Yaz geçsin, şöyle biraz serinlesin hava ve bende pek sevdiğim hırkalara sarınıp koltuğa büzüşüp kitap okuyabileyim istiyorum. Akşamları mumları yakıp DLC / Kalecik karası içmeli. Her zaman olduğu gibi az biraz içince, çenem düşsün gevezelik edelim Memo’yla.
Çayımın yanına portakal kokulu kekler pişirmeli ve çorbalara katık etmek için mis gibi çavdar ekmekleri. Düşüncesi bile ne kadar güzel. Velhasıl seviyorum sonbaharı ne yapayım.
Memo halen Karadeniz yollarında. (Amasra’da umarım unutmaz ve benim içinde pide yer.)
Bugün Kandil umarım herkes için huzur ve sağlık getirir. En başta akıl sağlığı getirsin ki, ülkemizde kimse yoldaki bir bomba yüzünden ölmesin. Terörle bir yere varılamayacağını idrak eden kafalara sahip bir toplum diliyorum.
En küçük kız kardeşim bu sene ÖSS canavarıyla yüzleşti ve onu yendi ama bunun birde ikinci raundu var. Dilerim dilediği bölüme yerleşir ve yıllar sonra Sanat Tarihi Prof. Kardeşim var diye böbürlenebilirim.
Neyse, işe dönmeliyim eve giderken Kovan Fırından kandil simidi almayı da unutmamalıyım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder