13 Mayıs 2009 Çarşamba

Bozkırın Kokusu

Baş ağrım ayyuka çıkmış durumda. Buna bir çare yok ama durumu az biraz katlanılır kılan tek şey Kitaro dinlemek. Bilmem bu yaşıma kadar kaçıncı kez Flying Celestial Nymphs’ı dinledim ama her seferinde şimdi olduğu gibi, ilk kez dinlercesine keyif almışımdır.

Ben Kitaro’dan asla sıkılmam. Onun müziği beni olmam gereken yerde hissettiriyor. İçimdeki o sayısız küçük adamların susmasını sağlıyor. O anda hepimiz bir bütün olabiliyoruz işte. Hiçbir çekişme olmadan kavgasız ve sakin olabiliyoruz. İşte bunu sağlayan yegane şey Kitaro’nun müziği oluyor. Kalbimde gömdüğüm her şeyi en gizli kalan o çılgınca hayallerimi düşünüyoruz beraberce. Olabilir belki diye bir kez daha kalbimden geçiriyorum. Bir gün Orta Asya’ya gidebilirim diyorum. Gizli gizli söylüyorum bunu ama o küçük adamların her birisi bir ağızdan bana evet diyorlar gidebiliriz. Altın elbiseli adamı görebiliriz. Belki o sayede içlerindeki o mahzun olanda, hep kendini gurbette hisseden hani, işte onunda yüzü biraz güler belki. Silk Road’ı her duyduğunda kafamda inceden bir gurbet ağıtına başlamaz belki diyorum.
Hepsi haklı ama en çok onun dileğini gerçekleştirmek istiyorum. Biliyorum o, çok çok ama çok eski bir atadan bana miras kalan bir genin armağanı. O gen sadece vatan hasretiyle yüklü çünkü sahibi, yakasına kutlu bir lale takıp dolunayda sefere çıkan bir asker. Arkasında sevdiği kadını bırakmış olan ve topraklarına dönemeden ölen. Son bir kez belki benim gözlerimle bir kez daha bozkırı görmek isteyen ve rüzgara karşı atını sürmek isteyen biri. Ben olmazsam benim genlerimle devam edecek olan bir hasret arayışı. Çünkü ben buna yürekten inanıyorum. İnsanın gözlerinin mavi olması iki kuşak önceki halasından miras kalabiliyorsa, özlemleri ve içlerindeki uhdeleri de gelecek nesillere aktarılabilir. O yüzden hiç olmadık bir anda ben sanki bu anı daha öncede yaşadım diyoruz. Bu şarkı beni neden böyle kötü yapıyor diye dertleniyoruz.. İşte içimdeki bu sızının kaynağını o sefer yolunda ölen yalnız adama bağlamak beni sakinleştiriyor. Ah! bu romantizm beni büyülüyor

Eğer oraya varamadan ölürsem vasiyetimdir çocuklarıma ve onların çocuklarına ve dahi onlarınkine de mutlaka varmanız gerek o topraklara. Onun için ve benim için bir şaman ayininde kaldırmalısınız kadehlerinizi şerefimize. İşte o zaman inceden bir yağmur yağacak gökyüzünden ve o bizim sevinç gözyaşlarımız olacak.

5 yorum:

  1. Kitaro benim içinde çok özel :) Seninki kadar olmasa da..
    Özellikle Silk Road :) benim de en sevdiğim..

    YanıtlaSil
  2. Ortak keyiflerde buluşmak ne hoş :)

    YanıtlaSil
  3. Bizim düşlerimiz de de Kaf dağı var. Masal dağı olarak bilinen ama tüm Çerkezlerce kutsal olan dağ. Umarım bir gün hayalleriniz gerçekleşir. Silk Road , ipekyolu belgeselinin bu kadar sevilmesinde en büyük rolü oynamıştır bence. Sevgiler size

    YanıtlaSil
  4. Kitaro denilince aklıma sadece belgesel geliyordu ama artık sen geleceksin:)

    YanıtlaSil
  5. Sevgili lalenin bahçesi tespitinize bende katılıyorum. Umarım hayallerim gerçek olur :)
    Sevgiler.

    Sevgili Ebru, ne mutlu bana :)

    YanıtlaSil