7 Nisan 2010 Çarşamba

Nisan Halleri


Sabaha yağmurla başladım ne güzel. Memo'nun canı sıkıldı ama ne yapalım yağmur yağıyordu işte. Yağmurlu sabahlarda çaydanlığın fokurdayışı bile daha keyifli. Sevinerek sofra hazırladım, omlet yaptım kahvaltı için. Memo'yu çayını koydum bak, gerçekten soğuyacak ama diye tehdit ettim fakat o bir beş dakika daha diye mızırdandı. Yağmur var diye baştan ayağı lacivert giyindim. Lacivert güzel bir renk. Ruj sürmek istedim ama sonra vaz geçtim. Taksinin camına vuran yağmur damlaları eşliğinde yumuşak bir yolculuk yaptım Osmanbey'e.

Ofiste her şey dün akşam nasılsa öyleydi. Masanın sağında okunmuş ama eve götürülmeye üşenilerek üst üste dizilmiş kitaplar, sol tarafında ise dergi yığınları ve onlardan kendine yer bulmaya çalışan zavallı ofis klasörleri, geri kalanındaysa çalışma paftaları ve Memo'nun bana gönderdiği kurumuş çiçekler vardı.
Edith Piaf dinlemeye karar verdim. Kulaklığımı taktım, sağ elimin altına fareyi yerleştirdim ve işe koyuldum. Edith dinlerken aklıma bir sürü şey geldi. Oğlumun düğününde giyeceğim kıyafeti ve acaba saçlarım beyazladığında boyatır mıyım? gibi olur olmaz her şeyi düşündükten sonra, bir adet armut ve üç adet ceviz yemek için ara verdim.

Sanırım öğleden sonra Kitaro dinlesem daha iyi olacak :)

8 yorum:

  1. feng sui ye göre yaşadığımız ortamlarda kurumuş çicek bulundurmak, suyu çekilmiş ve ölmüş oldukları için iyi değilmiş. laf konuşuyorum ama benim ofiste de var böyle kurumuş çiçek ben de atamıyorum:) arada feng sui ye takılıp kalıyorum, atsak mı? atmasak mı?

    YanıtlaSil
  2. Küçüktüm, radyo tiyatrosu yıllarıydı. Kaldırım Serçesi adıyla , Edith Piafın yaşam öyküsü oyunlaştırılmıştı. Fonda Edith Piaf şarkıları. Kaç gün sürdü oyunun yayını ama beni daha küçücükken bir Edith Piaf hayranı yapmaya yetti.
    Yağmur ne güzel...

    YanıtlaSil
  3. Anne oldun sen artık işte, tam oldun, her yazında daha çok hissediyorum bunu...sabahınızı öyle sade, öyle tatlı anlatmışsın ki, fokurdayan su sesini duyup omletinize de ortak oldum...öpücükler Ruhdağı...

    YanıtlaSil
  4. beyaz bırakırdım saçlarımı ama iyice yaşlanınca, 80 yaşlarındayken filan. öncesinde mutlaka boyalı olurdu saçlarım, muhtemelen sarı, ilker sarışın sever:)))

    YanıtlaSil
  5. Okurken gözümde canlandı sabahın.Hissettiğim huzurdu.Ne güzel bir sabahmış.Bu arada Edith Piaf'ı severim bende.Hele yağmurlu hava da ne güzel gitmiştir.

    YanıtlaSil
  6. anne müdürü, deme yahu! ama Memo almıştı onları atamam ben :)
    Bu durumda bir orta yol veriyordur Feng shui bence :)

    Lalenin bahçesi, Ne güzel bir anı :) Radyo tiyatrolarını çok severim TRT FM bu geleneği sürdürüyor ne güzel.
    Yağmursa çok güzel :)


    Peren'cim, soframda sana her zaman yer var umarım bir gün gerçekten iki yumurtada sana kırarım :)


    Yeliz, ben boyamıycam galiba :) Bilmiyorum sanki öyle gri gri daha hoş olurdu. Ay! bilemedim şimdi :P

    Duygu, ne güzel yazmışsın. Aynen dedğin gibiydi :)
    Yağmur ve Edith Piaf güzel bir ikili :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. ayyy ne yaptım ben içime dert oldu... Pırasalar dört parmak kalınlığında kesilip haşlanacak. Sonra bıçakla tam ayırmadan kesip yaprak yaprak ayırın. İçine normal dolma içi , yani etli biber dolması gibi, iç koyup sarılacak. Sigara böreği görüntüsünde oluyor ama iki uçları açık kalsın. Sonra üstüne salçalı sos dökün, pişirin. Yerken limon sıkabilirsiniz. Anneniz hemen yapsın valla çok kolay. Yakın olsa hemen yapar getirirdim.Aşağıdaki linkte resimleri var. Çok üzüldüm valla.
    http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=etli%20p%C4%B1rasa%20dolmas%C4%B1&um=1&ie=UTF-8&sa=N&tab=wi

    YanıtlaSil
  8. Ay! üzülmeyin ne olur. Benim dilimde var o can çekme filan ama soğan dolmasına bayılırım hafta sonu anneme gidicem siparişi verdim.
    Üzülmeyin lütfen pırasa dolmasınıda tarif ederim ben annem yapar :)

    Öptüm sizi çok.

    YanıtlaSil