5 Aralık 2010 Pazar

Tuhaflıklar

Sevgili Judy beni çok önce bir mim konusuna davet etmişti ve ben ancak bu pazar günü evin erkekleri uyurken cevaplayabildim :) Zararın neresinden dönsen kardır diyerek başlıyorum.

Mim konusu Garip Alışkanlıklar !!!

Hangi birini sayıyım bilmiyorum ama içlerinden bir kuble seriveriyim dedim.

* Sebebini bilmiyorum ama La Boum serisini izlemek beni çok mutlu eder.



Sophia Marciu aşkımdan olabilir tabi ama altında yatan başka bir neden var henüz bulamadım :)


* Kendimi depresyonda hissedersem hemen Colette'in Claudine'in Evi kitabını okurum. Bu kitap beni çok mutlu eder.


Tahmin edileceği üzere sayısız defa okumuşumdur hatta en son iki hafta önce okumuştum :)


* Çok fazla sayarım. Ardışık sayılarla aramda bitmeyen bir savaş var. Aynı mantıkla halı motifi, dükkan tabelası ve buna benzer diğerleriyle hayatım bazen tam bir kabus!


* Küpe takmadan hayatta sokağa çıkamam kendimi çıplak gibi hissederim. Unutmuşsam filan o gün başıma bir şey geliceğini düşünürüm :(


*Saçlarımın uzun olmasını isterim özellikle gögüslerimi örtecek kadar. Öldüğümde beni kim yıkayıp hazırlarsa muhakkak saçlarımla göğüslerimi örtsün daha huzurlu hissedeceğim kesin!


* Uyurken lahitte yatar gibi uyurum, nasıl yatıyorsam öyle kalkarım ellerimde göğsümde kavuşturulmuş biçimde mumya gibi.

Velhasıl artık sık sık bebek sesine uyandığımdan şeklim biraz bozuldu :)


* Uzaylılara, eski medeniyetlere, kuantuma, kara deliklere ve bilhassa

Atlantis'e bitip tükenmeyen bir merakım vardır.


* Bir gün Hakasya ve Tuva'ya gidebilmeyi istiyorum. Çok çok istiyorum.



* Bir şamanla oturup dertleşesim var :)


* Hastaneleri çok severim. Allah düşürmesin ama kendimi çok güvende ve huzurlu hissederim. Hastanelerdeki geçmişimi düşünürsek bir kez kolonoskopi, sıkça serum yemeye gitmek ve doğum ama yinede hastaneleri seviyorum. Aslında güzel hastaneleri demek daha doğru olur :)

* Bebek olduğundan beridir yerli yersiz sesini duyuyorum.
- Egenin sesi geldi di mi? cümlesi benden en sık duyulan cümle oldu.


Burada bırakıyım zira Ege uyandı. Yazmakla bitmez zaten :)

7 yorum:

  1. Colette'in Claudine'in Evi'ni okumayıpda ne yapayım şimdi...
    Şu lahitte yatar gibi uyumak var ya nasıl güzel bir şeydir hatta yattığı gibi kalkmak... Yatakta bir takla atmadığım kalıyor.
    O ses duymak olayı var ya geçecek falan sanma, ben hala kızlar beni çağırıyor sanıp balkona falan çıkıyorum:)
    Sevgimle

    YanıtlaSil
  2. hastanelerden nefret ederim ama havaalanlarına bayılırım ben de. o anons sesi "ready for departure" lar falan, çok heyecan verici gelir

    YanıtlaSil
  3. kızımın sesı benımde kulagımda yankılanıyor :)

    kupe takmadan cıkmassın demek.

    saclarını kestırdınmı.ben kıyamıyorum....

    YanıtlaSil
  4. Lahitte yatar gibi uyumak, ne güzel ve bana ne kadar uzak. Ondan mı ben genelde dinlenmemiş bir halde uyanıyorum... yoksa gündüzleri Duru üzerimden dozer gibi geçtiğinden mi? :)

    YanıtlaSil
  5. la boum'u bizimkiler 'patlarsam yanarsın' diye çevirmişlerdi :)çok yaratıcıyız millet olarak. la boum ev partisi anlamına geliyor :))

    YanıtlaSil
  6. yaa o uyuma şekline bittim ben, vampirella seni:))

    YanıtlaSil
  7. Lalenin bahçesi, okuyun siz Colette sevenlerdensiniz bence :)
    Çocuk sesi gerçekten öyle değil mi? Her daim kulağım onda :)

    Hülyanın Tunası, hiç havaalanı gördün mü diye sorsana :D
    Ama görsem severim bence :)

    Dolunay, saçımı bugün kestim. Ege olmasa kesmezdim ama :(

    Defne, bence bunun sebebi Duru. Şimdilerde bende ister lahitte yatıyım ister amuda kalkarak, bir türlü dinlenmiş hissetmiyorsun :D

    Huysuz, acaba tam yeni yetmelik ve aşk meşk durumlarından dolayı mı bu ismi layık gördüler :)

    Judy, ay evet tipte müsait zaten :)

    YanıtlaSil