29 Nisan 2011 Cuma

Ege 9 Aylık

Ege bugün tam 9 aylık oldu. Onun sebebine bende bloga yazı girmeye yeltendim inşallah yarım kalmaz.

Bu ayda her ay gibi inanılmazdı. Her sabah yataktan daha başka bir haliyle bana gülümseyen bir Ege vardı. Artık yatağında ayağa kalkıp alınmayı bekleyen, kollarını kaldırıp al beni diyen, öpme eylemini ısırmayla gideren tatlı bir oğulcuğum var benim. Emeklemeye dört nala devam eden, bulduğu her yere tutunup ayağa kalkan her çekmeceyi açmaya çalışan, haşarılığa başlamış bir Ege var artık. Uzun hava söyleyip kafa şişiren, öğle yemeklerinde lezzet arayan( misal kıymasız sebze çorbasını beğenmeyen ama hadi hatırın için yiyorum bir daha olmasın bakışı atan) biri oldu çıktı. Yediğim her şeyden bir parçacıkda ona verirsem sevindirik olan, çıplaklığın hastası olup mümkün olsa su içinde yaşamak isteyen bir Ege'den bahsediyorum. Dört adet dişi olan bir canavar, pipisini keşfetmiş muzur bakışlı bir Ege o.

Bu ay sıklıkla ayağa kalkıp düştü ama acıdığı için değil, düşmeyi gururuna yediremeyip sinirden ağladı durdu. Gözümüzde sıklıkla bir damla yaş oldu.


Bu ayın en büyük şoku ana kucağımızın kırılmasıydı. Doğduğundan bu yana en büyük yardımcım olan (Fisher Price Yağmur Ormanı) canım ana kucağımız daha fazla sallanmaya tahammül edemeyerek kırıldı. Tam Kastamonu seyahati öncesi hemde. Sırf oralarda başım derde girmesin ne olur ne olmaz diye gittik 200 küsur para bayıldık Chicco'nun ana kucağını aldık. Bu sefer ki daha kalın geldi gözümüze lakin Ege içine tıkılıp kalıyor. O bir hafta işimize yaradı çünkü ana kucağında sallanarak uyuyor kendileri fakat İstanbul'a geldikten sonra ben,
kesin surette yatağında kendi kendine uyutucam diye and içtim. Her zaman olduğu gibi benden önce o istedi bunu ve beni hiç zora sokmadan kendi kendine sere serpe yatağında uyumaya geçti. Zira sıkışıp kalıyor rahat edemiyor oda fark etti ve yatağında uyumayı kendi seçti. Umarım geri dönüşü olmaz. Geçici bir tercih değildir. Lakin bana bu düzeni kendi seçtiği için değişecek gibi gelmiyor. Neyin ne olduğunun o kadar farkında ki bir tek konuşamıyor.

Bu ay her sabah uyandığında bizim yatağa alıp birazda orada takıldık. Benim saçlarımla oynamaya, babasınınsa göğsüne yatıp uyumaya hasta oluyor. Karşılıklı top oynuyoruz ve okuduğumuz bir kitaptan bir şeyleri kitap olmadan ezbere okuduğumda oturup dinliyor ve gülüyor sonra hemen fiti fiti emekleyip kitabı getiriyor. Deli ediyor beni bu hareketi :)

Çekmeceleri ve dolapları açmaya başladığından emniyet kilitleri taktık. Bebeklere ait her şey gibi bu zımbırtılarda bence çok para ama gerekli! Yürümeye başladığında klozet ve bazı dolaplar içinde emniyet kilidi gerekecek ama şimdilik onları sonraya bıraktık.




Bu ay hep yavru kedi gibi ayak altlarında dolandı durdu.


Arkamı bir dönüyorum Ege. Eline filan basarım diye korkuyorum :) Yerden bana böyle mıyıl mıyıl bakışına hastayım. Aramızda başka türlü bir bağ oluştu sanki. Artık sevgimin karşılığını alıyor olmak daha bir başka. Onun bana sevgi gösterisinde bulunması çok başka bir şey anlatılamaz. Kafasını omzuma koyuşu veya ben mutfaktayken pıtı pıtı emekleyip beni bulması, eşikten önce kafasını uzatıp Ayyy! oğlum gelmiş nidasını duyunca keyiflenip yanıma gelmesi tarifsiz duygular yaşatıyor.

Bu ay ceviz ve balığa başlandı. Aslında balığa başlanacak ama bu mevsimde çiftlik balığından başkası var mı? Balığı daha tattıramadım cevizide öğütüp kahvaltısına koyuyorum. Biraz temkinli gidiyorum gibi. Belki ikincide daha rahat olucam ama Ege biraz kitaba bakılarak büyütülüyor gibi :) Yiyecek konusunda yani. Fakat bu aralar tadımlık kendi pilavımdan filan tattırmaya başladım.

Öyle böyle ilerliyoruz işte. Ege beni büyütüyor, ben Ege'yi.

11 yorum:

  1. Maşallah Ege'ye kocaman olmuş..Ve yaramaz..Biz de başladık ortalık dağıtmaya. Yürüteçten uzanarak çamaşır makinasındaki tüm çamaşırları boşaltmak, banyodaki çöp kutusundan kirli bezleri almak, mutfaktaki çekmeceleri boşaltmak... Her gün yeni bir yer keşfediyorlar. Bizim de şu güvenlik zımbırtılarına ihtiyacımız var.

    Sevgiler yaramaz Egeciğe ve sana...

    YanıtlaSil
  2. nice dokuz aylara yıllara...
    Balık biz somon veriyorduk, bunların hepsi çiftlik deniz densede hiç inanmıyorum. Deniz somonları o kadar farklıki yoksa.
    İkinize de sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Öyle tatlı anlatmışsın ki insanın bebek yapası geliyor.Ege de süper ama.9 aylık ne çocuklar bilirim huysuzluklarıyla analarının burnundan fitil fitil getiren.Maşallah kuzucuğa :)
    özlem

    YanıtlaSil
  4. maşallah çok büyümüş kuzucuk, gözyaşına kurban olurum ben :) Öyle güzel yazmışsın ki önümüzde bizi bekleyen günlere dair hayallere daldım. Çok tatlılar. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Sağlıkla büyüsün yakışıklı kuzucuk.Öpüyorum o tatlı yanaklarından.

    YanıtlaSil
  6. Masallah delikanli olmus Ege artik. Saclar da iyice uzamis ve yakisikliligina yakisiklilik katmis. Cok hizli buyuyorlar cok...
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. O nasil bakislar oyle, insanin ici eriyor bakarken :)) tutututu 41 kere masallah :)

    YanıtlaSil
  8. içimi açtı bu yazın. hep soyluyorum annelik işte bu yazdıklarını hissetmektir, hissettirmektir. annelik sadece emzirmek değildir. bak ne de guzel bi anne oldun. ne de guzel buyutuyorsun ege'yi

    YanıtlaSil
  9. Taaaaaaaaaaaaaaaaam 3 kere hepinize ayrı ayrı uzun uzuuuuuuuun yazmış olduğum cevaplar taaaaaaaaaaaaaaaam 3 kere uçtu gitti.

    Delirmemek adına hepinizden ayrı ayrı özür dileyip uyumaya gidiyorum.

    3 kere yazdım hepsini 3 kere yaaa...

    Hepinize selamlar hepinize teşekkürler.

    Ayy nasıl sinir oldum gece gece. Bloger bazen senden ciddi ciddi nefret ediyorum ona göre!!!

    YanıtlaSil
  10. oh çok güzel bir yazı... ne güzel bir fotoğraf gözündeki yaşını sevsinler:)

    YanıtlaSil
  11. bence o belli bir yaşa gelinceye kadar yazın .. sonra ona gösterirsiniz blogu.. çok mükemmel bir şey olurr :))

    YanıtlaSil