9 Nisan 2012 Pazartesi

Akıp Giden Zaman

Günler öyle hızla akıyor ki, yaşadığım hayat rüya mı? gerçek mi? algılayamıyorum.
Çoğu zaman kendi adıma hiç bir şey yapmıyorum. En büyük keyfim blog dünyası bile bir köşede kaldı. Eskisi gibi bilgisayar başına oturamıyorum zira Ege bu durumdan hiç hoşlanmıyor bende çoğu zaman günlerce bilgisayarın açma düğmesine bile basmıyorum.

Hafta sonu beni büyük bir şaşkınlığa uğratan durumsa, Anne ve Bebişi'nin minicik bir kız çocuğu sahibi olduğunu öğrenmem oldu. Ben hamile olduğunu bile bilmiyordum fakat epeydir sıkıntılı günler geçirmiş ve minicik ama sapasağlam çok tatlı bir kızı dünyaya getirmiş. İçim kıpır kıpır oldu. Benim anneliği çok yakıştırdığım kadınlardan biri olması sebebiyle kendimce çok sevindim. Allah analı babalı büyütsün, dertten kederden uzak olsun. Bloguna yorum yazdım destansı bir biçimde ama nedense bir hata yapmışım yayınlanmadı bende tebriklerimi buradan göndermek istedim.

Bizim evdeki değişiklikse Ege'nin yatağını büyütmemiz ve önündeki parmaklığı kaldırmamız oldu. Ege aylardır gece benimle yatıyor ve yeniden yatağına dönmenin vakti geldi bence. Çok bozuk bir uyku düzeni var. Koltuk köşelerinde uyuyor ama yatağında yarım saatten fazla uyumuyor. Şimdi bence kısmen daha iyi bir durumda. En azından yatakta bende yanına yatıp yatıştırıp uykuya dalmasını sağlayabiliyorum. İlk gece bir uyandım kapının ağzında parkenin üstünde yatıyor. Aklım çıktı. İçim kıyıldı neden yanımda yatırmadım diye ama çıktık bir yola bakalım sonuç ne olacak. Yatağı çok yerden neredeyse yer yatağında yatıyor. Yatağın önüne de koltuk minderlerini koydum ama yinede parkeye ulaşmayı başarmış bende açık kalan kısım bırakmamak için yorgan serdim. Bütün oda yatak oldu anlayacağınız. İnşallah bir sonuç alabilirim. Gündüzleri de yatağında vakit geçirmeye başladı sevdi bu durumu ama geceler halen muamma.

Ben son gaz Kore dizilerine gömülmüş durumdayım. Sıkı bir Uzak doğu sineması müptelasıydım ama diziler bu olayı bambaşka bir hale getirdi. Genelde 16-18-20 bölümden oluşan diziler insanı sıkmadan baymadan tam kararında bitiyor ve tadı damakta kalıyor. Tavsiye ederim :)

Diyet olayını biraz Dukan, biraz ruhdagı çeşnisinde ilerletiyorum. Olmayan kıyafetlerim oluyor çok mutluyum ama 49 kilo olma hedefimi 52 kilo olarak değiştirdim. Zira artık 18 yaşında değilim ne yazık ki! 34 beden olmak hastalığımı 36 bedenle yaşa mutlu yaşa olarak değiştirdim. Şimdi 54 kiloyum ve fazla kasmadan 2 kilo daha verip yaza başlamaya karar verdim :)

Sahi 21 aydan sonra ilk kez dün ellerime manikür yapıp seyrettim. Ah! nerede benim saks mavisi, petrol yeşili ojelerim nerede kırmızılarım :) Ojeler yok ama şu an yerde yuvarlanıp dikkatimi çekmeye çalışan çok sevimli dünya tatlısı bir oğlum var. Egem var.

İyi ki anne olmuşum :)

5 yorum:

  1. Benzer takıntılar, benzer düşünceler, benzer ruh halleri ve aynı yaş... Bir tek farkla, ben anne değilim. İnşallah senin gibi hissederim bir gün, anne olursam tabi eğer. (47-48 kilodan 50'ye doğru hüzünle ilerliyorum ki doğum da yapmadım:) Hayat böyle bir şey.. (Kızanlar olduğuna eminim şimdi ama sen beni anladın, ona da eminim:)
    Sevgiler kocaman...

    YanıtlaSil
  2. Sibel, orta yaş bunalımına bulanmış durumdayım :) Bazen asla geri dönüş olmaması beni hüzünlendiriyor. Yaşın getirdiği bir kilo artışı da var. Bu doğanın kanunu ve morali bozan aslında bu!
    Neyse, sağlıklı olalım da bir iki kilo tek derdimiz olsun :)

    Evet insanlar kızabilir ama herkesin alışkınlıkları, sıkıntıları farklı :)
    Kimisi için ay! ne güzel denilen kilolar bazılarımız için kabus oluyor.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Hep bize dair insana ait gayet insansı kaygılarımız... İyi ki de varlar bizi biz yapan tüm eksikler fazlalar.

    Mahir doğduğu günden beri benimle yatıyor. Defalarca çözüm yolları arasak da sonuc değişmedi. Yarın kardesleri geldikten sonra durum ne olacak hic bilmiyorum. Su an zaten duvardan duvara yatak modundayiz mahir sıdika biz ikizler gelince eş ınsanını atıp öyle koyun koyuna yatacağız herhalde.

    Sevgiler Ege ye ve sana

    YanıtlaSil
  4. Geldim gittim, geldim gittim yoksun. Şu sevdiğim blogların linklerini koymadım ya sayfama ondan tabii böyle gelip gelip gitmem. Neyse...

    Ben boy ve yapı itibariyle o senin bahsettiğin kiloları çocukluk yaşlarımda gördüm. Ama doğru, herkesin mutlu olduğu bir hali, kilosu var. Senin de şunun şurasında iki kilon kalmış, daha ne olsun, halletmişsin kilo olayını.

    Ege'ye öpücükler.

    YanıtlaSil
  5. hAYAT BÖYLE BİR YER İŞTE,AKIP GİDİYOR GERÇEKTEN SU GİBİ.bİR DÖNÜP BKMIŞSIN AYLAR,YILLAR ARKANDA ACISI TATLISI İLE.

    YanıtlaSil