21 Ocak 2014 Salı

Kız Kardeşlere Servis


Artık kızlar bize geldiğinde menü genelde belli oluyor. Kimbap, ramen, miso çorbası ve susam yağında pişirilmiş tatlı ekşili tavuk gibi seçenekler listenin üstünde yer alıyor. Dolayısıyla benim işim kolaylaşıyor hemde börek pohça gibi bir sürü şey pişirmekten kaytarmış oluyorum. 


Aslında hamur işi menüm  oldukça zengin ve böyle şeyler yapmayı her zaman daha çok sevmişimdir. İş pişirmekle kalsa iyide bunun birde yeme işi var hal böyle olunca misafirler gidince kalan nevaleyi tüketen kişi ben oluyorum :(

 Kızlar geldiğinde kimbap hazırlamak artık kısır yapmakla eş değer oldu. Elbette kısır açık ara her zaman önde olacak orası ayrı ama kimbap hazırlamakta çok keyifli. Buraya denk düşen fotoğraflar aslında gerçek tadı ve lezzeti tasvir edemiyor. Daha güzel olanların fotoğrafı hiç olmuyor çünkü. Üstteki fotoğraf en az malzemeyle son anda hazırlanmıştı.


 Aslında bu yemekleri evde pişirmek benim için monoton hayatıma renk getiren ufak meşgaleler. Her Allah'ın günü bunları yapıp yiyor değilim elbette fakat yeni bir şey yapmak denemek ve bunu sevip hayatına dahil etmek güzel bir şey. Mesela "susam yağı" gibi. Ben Susam yağını ağır bulurum diye düşünüyordum ama hiçte dediğim gibi olmadı. Oldukça zengin bir aroması var ve tavuğa gerçekten çok yakıştığını düşünüyorum. Sebzeleri susam yağında sotelemekte oldukça hoş bir tat denememe sebep oldu.

 Miso çorbasının kendine has dokusunu ve tadını bulana kadar bir iki denemem oldu. Bence miso çorbası beyaz misoyla yapıldığında daha hoş oluyor. Daha önce beyaz miso bulamadığım için kırmızı fasulye ezmesiyle denemiştim ama beğenmemiştim. Ben bu Beyaz misoyu internette kaç gün bekledim biliyor musunuz? Sürekli stokta ve temin edildi mi diye yolunu gözledim. Nihayet bir gün e-mail kutuma düşen o güzel haberi okuyunca yaşadığım sevinci görmeniz gerekirdi. Kurutulmuş yosun ve tofu bulmak daha kolaydı. Aynı anda bu üçünü bir araya getirmek oldukça zaman aldı.


Yemeğin üstüne doğal olarak "organik yeşil çay". Organik demekte ısrar ediyorum çünkü gerçekten daha lezzetli. Yeşil çay benim için yıllardır siyah çayla yan yana duran ve eşit oranda tüketilen bir çay. Yorgunluğumu giderdiğini ve vücuda gerçekten güzel bir ferahlık ve dinçlik getirdiğini inkar edemem. Özellikle Ege'nin bende yarattığı stresi azaltmakta oldukça başarılı.


Gerçi Bunka'nın çay setleriyle benimkiler yarışamaz orası ayrı. Bu yüzden ne zaman Bunka'ya gitsek, çıkarken çay setini de çantama atıp tüymemek için kendimi zor tutuyorum.
Bunka çalışanları her an bu arzumu eyleme dökebilirim haberiniz olsun!

4 yorum:

  1. Ellerine sağlık! Bu konuda aştın epey. Bir de hint mutfağına el atsan ne iyi olur :D

    YanıtlaSil
  2. hahaha :) aynı arzu bende de var:) patlak pirinçli olan yeşil çay benim favorim. Amerika'ya giden kim olursa yakasına yapışıp sipariş ediyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya, ben hep denemek istiyorum ama bir türlü sipariş vermedim. İlk fırsatta patlak pirinçli olanı denemek gerek :)

      Sil