Evimin iki tane balkonu var. Biri mutfak balkonu ve kapalı. İster istemez biraz yüklük vazifesi görüyor. Dün biraz temizliğe giriştim ve diğer balkondaki saksılardan bazılarını oraya aldım. Ziyadesiyle ot olan bu saksılarda, nane, reyhan ve fesleğen var. Akıbetleri henüz belli değil çünkü tohumdan büyütemediğim için pazardan aldığım bir demet fesleğeni koydum bir bardağa köklendirmeye çalışıyorum. Bu yöntemle reyhan ve nane diktim şimdilik bekliyoruz bakalım tutacak mı? üreyecek mi?... Sabır gerekiyor bu işlerde ve benim gibi maymun iştahlı olmamak!. Sonunu getirebildiğin bir iş olsun diye tembihleyip duruyorum kendimi.
Neyse aslında mevzu bu değil o başka bir yazının içeriğiydi. Bu yazının içeriği ise balkon.
Biz evleneli dokuz sene oldu ve balkonun doğru dürüst yüzüne bakmamıştık. İlk zamanlar iş ve ev arası mekik dokumaktan balkona ayıracak zaman yoktu. Sonrasında çocuk işin içine girince balkon yasaklı bölge oldu. Kilitler takıldı ve Memo sigara alanı olarak tepe tepe kullandı. Birde üst kat komşum var balkondan eşya çırpmaya aşık birisi kendisi. Ağız dalaşı seven biri değilim ilişmiyordum.
Velhasıl Ege büyüdü yine tehlikeli ama dikkati elden bırakmadan balkona ısınmaya başladım. Nisan ayında saksılar aldım ve kendime göre bir şeyler ektim. Bir tohumun filizlenmesini beklerken yaşanan heyecan çok başka oluyormuş. Şu da var ki, yaş ilerledikçe gerçekten insanın gözü toprağa bakmaya başlıyor. Eskiden burun kıvırırdım ama şimdi epey hevesliyim. İşte galiba benim balkona ilgim bu baharda soğan maydanoz tohumlarıyla başladı.
Aslında balkonla mesafeli olmamın sebebi, balkon insanı olmadığımdan kaynaklandı. Balkonda oturmak, kahve içme filan yapamıyorum böyle şeyleri. Bunun en önemli sebebi, yan binayla biraz yanak yanağa olmasından kaynaklı. Yan tarafta bir balkon yok ama camları hep açık oluyor ve kafamı sağa çevirdiğimde biriyle yüz yüze gelme olasılığı beni pek gerdiğinden oturamıyordum.
Bizde cumartesi günü yapı marketten bambu jaluzi aldık. Tavandan kancayla takılıyor ve hoş hasır bir perde görevi görüyor. Balkona iki tanede yazlıkçı sandalyesi aldık. Şu katlanıp sahile götürülen bez sandalyeler var ya işte onlardan :) Böylece ortanca ve sardunyaya eşlikçi taze soğan saksısıyla mutlu mesut bir balkon hayatım başladı. Akşamları Türk kahvesi içiyorum iftar sonraları. Bayramdan sonra sabah kahvesi seansları başlayacak. Saat 15:00 - 19:00 arası güneşten kavrulduğu için kullanım dışı ama salondan mutlu mutlu kesiyorum balkonu güneş biraz çekilince hemen seğirtiyorum içeri.
Öyle böyle balkoncu oldum iyi mi? 37 yaşına gelmem gerekti ama buna da şükür. Birde üst kata "Hanııım hanııımm, buraya baksana sen! " diye atarlanmam gerek ama onun için biraz daha büyümem gerekli galiba.
Biz Adana'da balkonda yaşıyoruz.Balkonda yemek yeriz, hatta klimalardan önce balkonlarda uyunurdu.Buna göre de balkon oluyor tabi.Balkonlar o kadar büyük ki kolon yapıyorlar.
YanıtlaSilSevgiler.
Aslında çok imreniyorum özellikle karşı apartmanların hep teras katları var. Benim balkonum ufak 2.5 m2 ancak iki kişilik. Artık alışıyorum ama ufak ufak yerleşiyorum balkona :) Kitap okumak için hoş bir yerim daha oldu :)
SilSevgiler.
Oooh çok iyi yapmışsın sefanız olsun :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilTam ben yazacaktım, balonlar kitap okumak için süper mekanlardır :)
YanıtlaSilÖyle değil mi? Birde yeni sulanmış fesleğen saksısından gelen o müthiş koku okuma keyfine eşlik ediyorsa daha ne olsun.
Silİstanbul'a geldiğiniz de, kahveye bekliyorum balkonuma. Biraz diz dize oturuluyor fakat bu durumda insanlara daha bir samimiyet kazandırıyor :)
Sevgiler.
Benim için sorun yok,samimiyeti severim :) Bebek bekleyen uzun saçlı kızı bir zamanlar çok merak ettiğimi de itiraf edeyim :))
SilHer yorumuyla yüzümü güldüren kişiyle tanışmayı bende çok isterim. Her zaman için başımın üstünde yeriniz var :)
SilSeviyorum sizi ve ailenizi .. :))
YanıtlaSil