18 Temmuz 2010 Pazar

8. Gün

Bugün dünün yorgunluğunu atamamış bir bünyeyle güne başladım. Akşam annemden yine azar işittim. Neden sen tek başına koca evi sildin diye. Yapsam suç yapmasam yine suç bende şaştım :) Haklı tabi ben dün biraz abarttım yerlerde sürünerek temizlik yapmak akıl karı değil ama gerekliydi. Bir ara bu akşam sancılanmazsam kolay kolay sancılanmam dedim. Hem eskiden millet o halde tarlada çapa yapıyormuş yani fazla nazlı olmamak gerek. Zaten ben kendimi hamileliğim boyunca bir şeyden sakınmadım. Üst raflara uzanmaktan market poşetleriyle eve dönmekten geri kalmadım. İyi bir şey demiyorum ama ne bileyim fazla nazlı olmayı bünyem kaldırmıyor :)
Tehlikeli bir hamilelik süreci geçirmediğimden hoplayıp zıplamaktan geri kalmadım.

Bugün Banu ve Mesut'un 1. evlilik yıldönümleri. Kutluyorum kardeşlerimi. Geçen sene bu saatlerde Kadıköy Evlendirme Dairesindeydik :) Ay! ne yorucuydu. Bu senede ayrı bir yorgunluk hasıl oldu. İki yazdır temmuz ayları debdebeli geçiyor :) Burcu kuşumda kendini dağa taşa verdi. Köyde dedemin kanatları altında. Geçen gün çaydan kocaman balık avlamışlar, bugünse yaylaya çıkıp piknik yapacaklardı. Keyifleri iyi.
Benim keyfimde iyi çok şükür :)

5 yorum:

  1. artık bebek gelene kadar yatıp House izleyebilirsin diye düşünüyorum:)

    YanıtlaSil
  2. az kaldı:) nazını doğumdan sonraya sakla:)

    YanıtlaSil
  3. 8 gün, çok az kaldııı. Şu valiz de bi hazırlansa :))

    YanıtlaSil
  4. Funda, kum saati gibi sanki.

    Judy Abbott, evet vicdanım rahat :)

    Yeliz, az kaldı di mi? hazır değilim ben ya! :(

    Sessizce, valizi son dakikaya bırakmaya and içtim galiba :)

    YanıtlaSil