13 Haziran 2011 Pazartesi

13 Gündür Olanlar

İlginç bir haber bekliyorsanız baştan söyleyeyim yok! Klasik Ruhdağı mızmızlanması bekleyenler, iyi haber istediğinizi alıcaksınız ;)

13 gündür aralıklarla işe gittim, günü birlik Edirne'ye gidip küçük kardeşi derdest edip İstanbul sınırlarına getirdik ve ömrü hayatımda ilk kez eve temizlikçi kadın geldi. Oy kullandım, Ege'ye homurdandım durdum filan.

Bütün bunların hepsi sıkıcı, sıkıcı, ve sıkıcı.

Dünden başlayalım. Sabah 08:30'da evden çıkıp oy kullanmaya gittim. O saate göre iyi bir katılımcı topluluğuyla karşılaştım sevindim. Eve dönerken sıcak simitler, gazete ve kahvaltılık malzeme aldım. Arkamdan Memo gitti oyunu kullanmaya. Benim simit aldığımı bilmiyormuş, bir postada o almış. Böylece tüm pazar simit yemek zorunda kaldık :)

Öğleden sonra ikindiye daha yakın gibi olan saat diliminde dışarı çıktık. Ege babasının kucağında, yürüyerek Kanyon'a geldik. Amaç Ege'ye baston puset almaktı. Mothercare'de indirimde olan puseti alıp (169.90 TL)az turlayıp eve döndük. Bu pusetle dışarı çıkmak daha basit ve çok az yer kaplıyor. Hem evde, hem yolda. Chicco'nun bebek arabası az biraz sıksa taşıt vergisine tabi tutulucak. Sinyal lambası takmak gerek bence. Bir arabalık yer işgal ediyordu :)

Neyse işte, dün kahvaltılık alırken gül reçeli aldım. Eskiden ben çocukken köyden dönerken mutlaka Gerede'den gül reçeli alınırdı. Çok şahaneydi o reçel. Mis gibi gül kokardı. Koyu kıvamlı lezzetli bir reçeldi. Bizim evde para verilerek alınan tek reçel gül reçeliydi. Ama dün aldığım reçel tam bir fiyaskoydu. Çocukluğa özlem maalesef her geçen sene daha bir artıyor :(

Tüm diziler sezon finallerini yaptı. Eylüle kadar beklemek çok sıkıcı. Bende Digitürk'ün sinema kanallarıyla vakit öldürüyorum. Heyhat çoğu izlediğim film. Bu sabah Oyuncak Hikayesi 3 vardı. Ege oralı değil zaten ama ben ağzım açık bir kez daha izledim ve sonunda ağladım. Evet artık animasyonlarda bile ağlıyorum. Allah'ım neye dönüştüm böyle!

Ege demişken, ben küsüm ona. Biraz dengemiz bozuldu. Mesela öğlen ve akşam yemek yeme krizleri yaşıyoruz. Şaşkınım. Kaşıkla beslenmeye geçtiğimzden beri ilk kez böyle bir protestoyla karşılaştım. İlk ergenlik bunalımı diyorum ben buna. Bu mesela beni allak bullak etti. Daha ilerisini tasavvur edemiyorum. Şu an korku içinde öğlen uykusundan uyanmasını bekliyorum. Sabah kahvaltısında bir derdimiz yok ama her öğün kahvaltı yediremem ya.
Bir diğer problem uyku! Daha doğrusu uyku seramonisi. Artık illa kucağımızda uyumak istiyor. Yatağına koyup emziğini battaniyesini verdiğimiz dertsiz çocuk buharlaşıp yok oldu. Yerine yatağa konulduğunda salya sümük ağlayan hatta inat edersen, ağlarken işi kusmaya götüren bir çocuk oldu çıktı. Daha bugün öğle uykusu öncesi inat edip az ağlasın çatlayacak mı? demem üzerine bütün yatağa kusarak ağzımın payını verdi. Zaten bunu çok yapmaya başladı. Anında öğürüp kusuyor. En ufak bir zorlamada veya ağlamada işi kusmaya götürüyor. Ağzına büyük parça geldiğinde kusuyor! En sevdiği şey kusmak olucak diye endişeleniyorum.

Yani bu ara ben ciddi ciddi depresyondayım sorunda çocuğum. Allah'ım henüz erken değil mi?

Bu yemek derdi beni çok geriyor. Ortadan çatlayıvericem o olucak. Hadi uykuyu Allah'a havale ettim. Ne oluyorsa oluyor ben kasmaktan yoruldum dedim ama ya yemek?
Bazı anneler, "Bütün gün ağzına bir şey komadı" diye veryansın ettiğinde, içimden yok len daha neler. İlla yemiştirde seni kesmemiştir illa fazla yedireceksiniz çocuklara derdim. Ama şimdi hak veriyorum. Yemek istemezse yemiyor ve sen bir halt edemiyorsun.

Mutsuzum, şişkoyum (54 kg) evet ömrü hayatımda ilk defa bu kadar kilo aldım. İyiki tatile gitmiyoruz. Kendimi Godzilla gibi hissediyorum. Çok çirkinim ya! Bende Ege gibi yemezsem çok iyi olurdu. Ama sinirlendikçe yemeye başladım. TV izleyip yiyorum. Ben buyum işte! Tüm gün bir biri ardına gelen kopya günleri yaşıyor. Vara yoğa dertleniyor, her söze içerliyorum. Alıngan, sinirli (bir dakika o zaten hep vardı) üzgün bir kadınım ben.

6 yorum:

  1. huysuz ve tatlı kadın seni:P

    kilo alınca benim de sinirlerim alt üst oluyor, haklısın. üzme canını, öperim

    YanıtlaSil
  2. Yelizcim, gelin olmuuuşş gidiyorsuuuun diyorum başka bir şey demiyorum.

    Gelecekten korkmaya başladım :) Bu krizler hiç bitmiyor yahu!

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Ruh Dağı,
    Bir önceki yazını okuyunca "eyvah bebeğe nazar değdirecek şimdi" diye korkmuştum. Ne kadar eğitimli biri olsam da,batıl inançlarım olmasa da çocuklar konusunda nazara çok inanıyorum. Benim de 22 aylık bir oğlum var;Deniz. Ne zaman onunla ilgili birisine iyi birşey söylesem arkasından kötü birşey oluyor.Bunun söylediğin kişinin iyi niyetli olup olmamasıyla da ilgisi yok.Deniz'in yatağında kendi uyuduğunu eniştesine söylediğimiz ve onun "ah ah ne güzel,biz de o günleri görebilecek miyiz" dediği günden sonra onu bir daha yatakta uyutamadık,hatta iki gün sonra gece kendini yataktan attı ve gözü kapanıp morardı. Benimki sadece bir öneri tabii :) Sevgiler ve depresyonsuz günler dileğiyle.

    YanıtlaSil
  4. Eliff, haklılık payın var. Ama genede iyi şeyleride kötü şeyleride yazıyorum. Hem kötü giden şeyleri yazdıktan sonrada düzelme oluyor. Mesela bugün öğle yemeği yine kabusa döner diyordum ama tam tersi oldu :)

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Benim kız da (ki kendisi oburdur) 12 ay civarında yemek konusunda inatlaşmaya başlamıştı. Çevremde de o dönemde bebeklerin yemek yemeyi reddettiklerini gördüm.

    Önce zorladım 1-2 kere. Sonra "bir şeyler yanlış" diye düşündüm. "Rus sağlığı, bedne sağlığından önemli" diye karar verdim ve asla yemesi için zorlamadım.

    Yemek yemek istemiyor mu? Yabancı bir annenin sitesini takip ediyorum. Kadın 3 tane erkek çocuğunu çiğ yiyeceklerle besliyor. Oysa biz çocuk meyve yediğind eya da domates salatalık yediğinde bunu öğündne saymıyoruz. Bir rahatlık geldi üstüme :)

    "Yemek istemiyor musun kızım? Bak burada domates var ya da kuru yemiş ya da kuru meyve". Bir akşam, akşam yemeği yerine 6 tane mandalina yiyerek uyudu ve sabaha kadar da uyanmadı.

    1-2 ay sürdü bu tavrı. Şimdi gayet huzurlu ve iştahlı bir bebek.

    Sinirli tavır geri tepiyor. Ege'ye "Ben irade sahibiyim, istediğim şeyi yerim, istemezsem de hiç yemem; ben güçlüyüm" duygusunu yaşayabilmesi için bir şans ver. Senin psikolojin de rahatlayacak...

    YanıtlaSil
  6. ÇokBilmiş, doğru söylüyorsun haklısın. Oluruna bırakmam en iyisi. Zaten çok doyurucu bir kahvaltı yapıyor ve güne öyle başlıyor. Problem öğle yemeğinde çıkıyor. Bende üstelemiyorum sadece içimden köpürüyorum. Devam sütü ve tahıl mamasına itiraz etmediğinden eğer öğlen bir şey yediremediysem meyvayla beraber tahıl sür karışımı veriyorum. Aslında aç kalmıyor tabi ama dengeli besleyemediğim için canım sıkılıyor. Fakat bir hafta böyle yedi diye zafiyet geçirecek hali yok tabi biraz rahat olmam gerek.

    Öğrenmeye çalışıyorum işte :)

    Sevgiler.

    YanıtlaSil