13 Kasım 2009 Cuma

Randevu

Günün olayı, Nihan'ı görünce şap diye öpmemdi. Kadıncağız geride çekilemedi. Acayip kündeye getiririm. Domuz gribi kaç yazar.
Pardon düşünemedim :)

Sabah kahvesine eşlik ettiğiniz için tekrar teşekkürler. Umarım hayal kırıklığı yaratmamışımdır. Vardır çünkü böyle bir his. Bu genelde okuduğunuz kitabın filme çekilmesinde yaşanan hayal kırıklığı gibi bir şey veya severek dinlediğiniz radyocunun hayalinizdeki yüze oturmaması gibi bir durumdur işte.
Anladınız siz onu.

* İşte şimdi megalomanlığın ötesine geçtim tam oldu.
Yazar?, film? senaryo?, radyocu?, BEN?
Gafil uykusu diye buna denir. Cahil cesareti mi demek gerek acaba?

Çok zevzeğim bugün kusura bakmayın.

6 yorum:

  1. İlahi, ben hiç düşünmedim domuz gribi olayını. Ben de acaba hoşlanmaz mı diye çekindim. Yoksa aklıma hiçbir şey gelmedi. Hayal kırıklığı ne demek Allah aşkına? Ben de Nazlış'ın huysuzluğundan çok utandım. Nedense son zamanlarda hep böyle. Tanıştığımıza çok sevindim ben. Akşama kurabiye yapacağız Nazlı'yla söz verdim.

    YanıtlaSil
  2. Dedim ya bugün zevzekliğim üstümde diye.
    Birazda paranoyaklık vardır
    bende :(

    Birde kahvemden ilk yudumu hızlı çekmişim, dilim teneke gibi şimdi.

    Bende tanıştığımıza çok memnun oldum. Nazlı o yaşta olması gereken neyse tam öyleydi. Canını sıkma bence.

    Kurabiyeler tam kıvamında olur umarım :D

    YanıtlaSil
  3. bizde Paris'te bulusuruz bakarsin kirmizi baslikli kiz sapkalarimizla:) olumcul makaronlardan yeriz boylece ruyan gercek olur:=)

    YanıtlaSil
  4. Beste şu an bende Edith Piaf dinliyordum. Fondaki şarkı,
    "Sous le Ciel de Paris"

    Sen ve ben Paris'te ve elbette makaronlar.
    Ne güzel bir rüya :D

    YanıtlaSil
  5. kirmizi basliklari unutmussun!

    YanıtlaSil