26 Şubat 2013 Salı

Yirmi Gün

Evet yazmayalı tam 20 gün olmuş. Peki bu yirmi gün boyunca neler oldu?

Mesela Ege hastalandı. Bu kış 2.kez antibiyotik içti. Onu geçtim ilk defa ateşi 39.8 oldu. İki hafta önceki pazar gecesi yatırırken bana anlı biraz sıcak gelmişti. Ateşini ölçünce 37.8 olduğunu gördüm. Ateş düşürücü verip yatırdım. Tüm gün yatana kadar zıplayan bir çocuğun hasta olması tuhaf gelmişti. Bütün gece yokladım zaten ama sabah ezanı beni uyandırdığında bir baktım ki, elleri ayakları bütün vücudu buz gibi ama alnı yanıyor. Ateşini ölçtüm 39.8! Hemen Memoyu kaldırdım. Şurup içirdik ve ıslak havlularla kompres yaptık. 1,5 saat sonra ancak 37.5 gibi bir rakama ulaştım. Zaten biz böyle debelenirken saat 08:30 olmuştu. Hastane yoluna düştük ve doktor boğazına bakıp çok kötü halde cümlesini kurunca yıkıldık. Bu virüslerden illallah! Yaz gelsin artık.
Acilde bir iğne vurdurduk çünkü doktor bugünü daha kolay atlatır dedi bende tamam dedim. Çok ağladı ama Ege zaten doktorda hep ağladığından, bari haklı yere ağlasın dedik :) Neyse, geçti gitti.

Çiş mevzusuna gelince, tereyağından kıl çeker gibi oldu :) Artık bez yok!

Anne bak şiş
Anne bak gaka

tüm gün sıklıkla duyduğum cümleler arasında. Ege biraz dillenmeye başladı. Bütün gün Ama anne! diye başlayan tiratlarını dinliyorum. Hayığ anne, ama anne hep bir dikleşme ve baş kaldırma durumları! Şimdiden yaka silkeletiyorsa gerçekten ergen hallerini düşünemiyorum!

Bana gelince Kore dizilerine devam :P Ne yapsın bu fukaranın da tek eğlencesi bu işte!

Bugün bir film izledim ve onu buraya not düşmek istedim. Filmin ismi Masquerade. Komikti ama hüzünde vardı. Kore filmlerinin tümünde bu hüzün dalgası var zaten. Komedi filmlerinde bile en olmadık anda bir kare giriyor ve boğazınıza bir düğüm çöküyor, gözleriniz doluyor. Bu filmde de aynısı oldu ve gözyaşlarımı tutamadım. Ben öyle kolay kolay ağlayamam ama Kore filmlerinde beni ağlatan bir sahne muhakkak oluyor.



Ağlamaktan helak olduğum bir diğer filmde Le Grand Chef filmiydi. Nesine ağladın demeyin. Filmde bir yer var ki beni mahvetti. Bir mahkumun çocukluğunu anlattığı bölümde, ağaca sarılarak anne diye ağladığı sahnelerde ağlamaktan gözlerim şişti. Aklıma geldikçe ağlamaklı oldum. İzlerseniz bana hak verirsiniz :)



Geçen 20 gün boyunca izlediğim dizilerse işte bunlardı.





18 mi? 29 mu? 2005 yapımı eski bir dizi. Merak ediyordum listemde vardı o yüzden izledim. Fena değildi :)

Diğeri ise Flower Boy Next Door. Bu dizi halen Kore'de devam eden bir dizi. Sanırım bu hafta artık bitiyor. Son 2 bölüm kaldı. 15 ve 16! 15. bölüm internete düşmüş ama alt yazısı sanırım yarın eklenecek. Az bekleyip 16. bölümle beraber izleyip bitirmeyi düşünüyorum.

Sırada olan dizi ise Sungkyungwan Scandal.



Bu dizide 2010 yapımı eski bir dizi. Güzel yorumlar okudum o sebepten ne zamandır indirmek için bekliyordum. Araya başka bir şey girip aklımı çelmeden aradan çıkarsam iyi olacak. Bu işin en iyi yanı dizlerin 16, 20 veya 24 bölümden oluşması. Bu sebepten kısa sürede izleyip bitiriyorsunuz. Bazı tarihi dramalar uzun oluyor ama ben 24 bölümden fazlaysa zaten hiç bulaşmıyorum. En temizi 16 bölümde bitenler :)

İşte kısaca 20 günün özeti böyleydi.

2 yorum:




  1. Ege'ye geçmişler olsun. Yüksek ateş korkutuyor bizi ama çocukların ateş direnci yetişkinlerden daha yüksekmiş.


    :)) Bu kadar tesadüf olamaz,bugün bir arkadaşım mail atıp bu iki filmi bulup bulamayacağımı sormuştu. Demek ki bu yazıyı okumuş:)))

    E,şimdi benim de izlemem şart oldu...

    YanıtlaSil
  2. Lalenin bahçesi, filmleri yeppudaa.com ve koreanturk.com sitelerinden bulabilirsiniz. Arkadaşınıza selamlarımı iletin lütfen :)

    Sevgiler.

    YanıtlaSil