13 Ocak 2009 Salı

Ruh Hali


Sizde boş bulduğu her kağıdı kendi imzasıyla dolduranlardan mısınız? Ben öyleyim. Bir başladığımda hızımı alamıyorum. Bir bakıyorum kağıtta zerre boşluk kalmamış her tarafı imzayla doldurmuşum.
Telefonda konuşurken de aynı sahne. Bıkıp usanmadan kelebek çiziyorum veya yonca veya kuru ağaç dalları.

En kötüsü bazen karşımdaki konuşurken içimden onun son cümlesini tekrar etmek oluyor ki bu en nefret ettiğim ama kendimi durduramadığım bir şey. Veya televizyonda izlediğim bir filmde olabilir. Artık dükkan tabelası okumayı saymıyorum bile.
Trajik olan bir diğeri ise halı motiflerini saymak ki, bu anneminde başının belasıdır ve bazen isyan eder. Gene gözüm motiflere takıldı onları sayıyorum diye patlar. Bu halin psikolojide bir karşılığı vardı ama ben hatırlayamadım şimdi.

Dayımla teyzemin küçükken birisine yanlışlıkla dokunduklarında ikinci kez dokunmadan duramadıklarını biliyorum mesela. Bir keresinde kadının birinin peşinden kaç mahalle gezdiklerini anlatmışlardı. Annem tabi bunlarda akıl yoktu diye dalgasını geçe dursun, Banu’nun çocukluk saplantısı cüce kalmaktı. Hatta o 3 yaşındayken sanırım Unesco’nun Afrika’lı çocuklara gıda yardımı ile ilgili haberleri vardı TRT’de. Saatlerce ağlardı öyle olmak istemiyorum diye. Birde karşı apartmanın en üst katında kurt köpeği besleyen bir adam vardı. Gece köpek havlamasından uyanmışsa vay haline. Saatlerce ağlar susmazdı. O zamanlar bizde kalan dayım annem azarlamasın diye Banu’nun odasına gelir saatlerce hikaye anlatırdı. Köpeğin annesi gitmişte, o bir yavru köpekmiş de, annesine seslenmişte saatlerce dil dökerdi.
Ramazanda geçen davulcu ise bir kült dür. Birde Fredi tabi. Elm sokağı!
Banu ağlamaya başladığında imkanı yok susmazdı ancak kendi keyfi gelirse.

Ben küçükken böyle bunalımlarım olmadı benimkiler büyüdükçe baş göstermeye başladı. Büyüdüğünde baş gösteren durumlarsa doğal olarak sana anti depresan olarak dönüyor. Ben yaklaşık iki yıldır anti depresan kullanıyorum mesela.

Bu sabah işe giderken yanımdan geçen adamın yüksek sesle kendiyle münakaşa etmesini dinledim. Haklı dedim ya. İnsan kendisiyle münakaşa edemedikten sonra ne anlamı kaldı hayatın. Sen ona şizofren de dur, adam kendine çoktan bir dünya kurmuş gül gibi yaşayıp gidiyor işte.

9 yorum:

  1. ruhdağım şimdi durduk yerde dürttün beni, gittim halının motiflerini saydım 30 taneydi çok şükür ki fazla takılmadım. ama salona gidiyim onları da sayıcam, sonra mutfak var , yandım ben..
    adam çok güzel bulmuş yolunu bayıldım ona ben.. ben de çok konuşurum kendimle ama yüksek sesle hiç denememiştim, onu da mı denesem acaba..

    YanıtlaSil
  2. Aman sakın!! hay Allah ben ne yaptım :)

    Bende kendimle konuşurum en iyi dinleyicim kendimim nede olsa :)

    Sevgiler sana...

    YanıtlaSil
  3. ilkerin annesi o daha çok küçükken işi varsa halının ortasına oturtur, desenlerini saydırırmış, böylece rahat rahat işini görürmüş, bak şimdi bunu hatırladım:)

    YanıtlaSil
  4. Aaa şimdi elim sende oyunumla canım kardeşimi hatırladım. Onu ağlatana kadar kaçışımı...
    Ben çiçek çizerim kağıda, duvara, masaya, yaz mevsimiyse bacaklarıma...
    Ve ben yoldaki şeritleri sayarım şehirlerarası yolculuklarda:)) Şimdi bunları sayarken gözüm halıya da gidiyor ama yok, yatıcam şimdi. Aklımı çelme:))

    YanıtlaSil
  5. kardeşlerimle en büyük kavgamız en son sen dokundun ben dokundum yüzünden çıkardı. Ben de önümde kağıt varsa hiç farketmeden çam ağaçları, kalplar bir de şal desen çizerim ne hikmetse. Sevgiler sana

    YanıtlaSil
  6. :):)
    herkez biraz kendini bulacak bu yazıda bence.
    Mesela ben buldum:)
    Ben kendimle çoook konuşurum münakaşa ettğimde olur ama evde yalnızken yaparım bunu yollarda değil en azından henüz değil:)
    tabela okurum apartman ismi okurum.Örgü örüyorsam habire sayarım eksiltme yok artırma yok neden sayıyorsun?sayıyorum işte.

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Yeliz,

    umarım Düdükcan için aynı yöntemi düşünmüyorsundur :)


    Sevgili Adacım,

    yol şeritlerini hatırlattığın iyi oldu ve lanet olası kaldırım çizgileri var birde...

    Bunun sonu yok ne yazık ki o yüzden halıdan uzak dur benden söylemesi. :)


    Sevgili lalenin bahçesi,

    şal deseni çok ilgimi çekti :)


    Sevgili ebru,

    annemin zoruyla dantel ördüğüm zamanlarda bende habire sayıyordum neyi saydığımıda bilmiyorum. Mesela şöyle; 3.5.7.9. veya 2.4.6.8gibi.
    Çok yorucuydu :)


    Umarım uzmanlar yazdıklarımı kazara okumazlar yoksa Bakırköy'den bir ambulans beni almaya gelebilir :)

    Selamlar hepinize.

    YanıtlaSil
  8. Çizdiğin şekiller seni sana anlatıyor aslında. Bir yandan kelebek kadar özgür olmak, her anının keyfini çıkarmak istiyorsun diğer yandan yaşamın seni sıkıştırdığı noktalarda kayboluyorsun. Tazelenmek, çiçeklenmek, bir bahar dalına dönüşme özlemindesin öte yandan.
    Sevgiler, selamlar...

    YanıtlaSil
  9. Vaaoouv! şahane. Çok keyiflendim doğrusu :)

    Sizede sevgiler :)den.

    YanıtlaSil