1 Şubat 2010 Pazartesi

Yağmur ve Ramen

Ofisten çıkıp ağır adımlarla eve yollandım. Bu akşam tek başımayım. Memo hastahanede, hepimizde endişeli bir bekleyiş. Babamız yoğun bakımda ve halen uyanamadı. Solunum cihazına bağlanabilirmiş. Kötü bir şey düşünmek istemiyorum ve açıkçası içimde hiç kötü bir his yok umarım hislerim beni yanıltmaz.

Neyse, ben işten çıktığımda hiç bir şey yoktu ama Kanyon'da biraz avarelik edip dışarı çıktığımda her yer bir birine karışmıştı. Yağmuru severim mızırdanmadım. Paçalarımdan sular akarak eve geldim ve karnımdaki bebeğime seslendim umarım benim gibi yağmuru çok seversin. Sevecek biliyorum.

Beyaz çamaşırları mak. attım. Bulaşık mak. boşaltmaya koyuldum ama bir baktım her şey kirli sonra aslında dün mak. düğmesine hiç basmamış olduğumu fark ettim!
Hızla çıktım mutfaktan ve ağzıma burnuma sardığım eşarbı çözdüm.

Salona geçtim, balkonu sanuna kadar açtım. Derin bir nefes alıp, gök gürültüsünü dinleyip çakan şimşeklere baktım. Ben şimşek ve gök gürültüsünü de çok severim. Elimde olsa yağmurun altında yıkanmak isterdim. Televizyonda haberlerde bir şeyler vardı bakmadım fazla kapattım ne zamandır izlemek istediğim bir film vardı onu aldım elime.



Neden bu kadar ertelemişim bu filmi. Aptal ben.

Sonra keşke dedim bir kase ramen olsa. Tavuklu olsa mesela ve kötü filan kokmasa hiç bir şey, nefis lezzetli olsa, ah! acı olsa böyle suyu ve kaşıklasam, hüpp diye çeksem makarnaları. Çok şahane olurdu. Keşke biri bana ramen yapsa dedim içimden, keşke. Ama ramen filan yok işte. Leblebi kütürdetip duruyorum dişlerimin arasında.
Ama sana ramen tattırıcam bebekciğim merak etme. Biraz daha vakit var sadece. Böyle suyu acılı olacak ve hüpp diye çektiğimde makarnaları, sen keyiften bir tekme savurucaksın. Seveceksin biliyorum. Sana tattırmak istediğim daha neler var bir bilsen ama işte bu amalar bitmeden olmuyor...

6 yorum:

  1. Merhaba,
    Yeni yazı eklediğini görünce blogunu açtım,her zamanki gibi keyifle okudum.Arşivinde biraz eşeleneyim deyip blogun orasını burasını kurcalarken bir de baktım ki blog listene beni eklemişsin.Nasıl hoşuma gitti anlatamam.Gerçi ben blogumu sadece kendi günlüğümüz olarak kullanıyorum,kimsenin özel olarak ilgisini çekecek bir şeyler yazmıyorum.Takip edileyim gibi bir amacım yok ama birilerinin beğenmesi çok mutlu etti.Her zaman beklerim..

    YanıtlaSil
  2. Ramen yerine leblebi yiyeni de ilk defa gordum :)

    Bu filmi, basrol oyuncusu Brittany Murpfhy olmeden sadece birkac ay once seyretmistim. Kiz olunce bir hos oldum, gencecik!

    YanıtlaSil
  3. hepbebeğimkal, teşekkür edeerim.Mutlu olmana sevindim. Elim değdikçe herkesi okumaya çalışıyorum. Oğlun çok yakışıklı bu arada ;)

    Açalya, ben bu filmi izlerken aklıma sen geldin zaten :) Japonya bana seni çağrıştırdı.
    Leblebi mide bulantımı bastırıyor biraz:) Elimdekilerle idare etmeye çalışıyorum. Kusma eylemlerim sonlansın bak gör sen Rameni!!!!

    Bende bu kızı çok severdim. Cıvıl cıvıl hayat dolu bir hali vardı :(
    Yazık oldu.

    YanıtlaSil
  4. leblebi mide asidini alir dogru, ve tok da tutar, ben de severim.

    YanıtlaSil
  5. Geçenlerde bu yazıyı okudukdan sonra ilk fırsatta ramen yiyeceğim diye aklıma koymuştum. Aslında filmi seyretmedim ama öyle güzel hayalini kurmuşsunuz ki, çok iştah kabartıcı birşey olarak kaldı aklımda.
    Neyse, dün akşam eşimle dışarıda birşeyler yemeye karar verdik. Ne yiyelim diye düşünürken ramen restorarının önünde durduğumuzu farkettik ve tabii ki ben hemen atlayarak ramen yemeyi teklif ettim.
    Siparişi verirken acılık miktarını birden ona kadar bir rakamla belirleyebiliyorsunuz. Seçtik ramenlerimizi, acılık derecesini ben 1 yani en az acı istedim. Eşim sen 1 yersen, ben 4 yerim diyerek 4. dereceden istedi. Ramenler geldi. Ağzıma bir yudum aldım ki, zehir gibi! Eşiminki ağıza alınır gibi değil. Ancak tadı o kadar güzeldi ki, gözlerimden yaşlar gele gele, burnum aka aka yedim. Eşim de ter içinde kaldı yiyene kadar. Birbirimize bakarken çok eğlendik ama bir daha ramen yersem acısız söyleyip, acısını kendim ayarlarım..
    Diyeceğim şu ki, iyi ki yokmuş ramen. Ne mide yanması yapardı hamile birinde. Leblebi daha iyi olmuş, ramene de hiç heveslenmeyin derim. Tadı güzel de çok acı yahu..

    YanıtlaSil
  6. Tüh! 4.derecede kötü olmuş gerçekten. Hamileyken yiyemem evet. Zaten hayallerim hep hamilelik sonrasına :)

    Size afiyet olsun. Doğru acısız söyleyip acı miktarını damak tadınıza göre ayarlamak daha doğru.

    Ben şimdilerde Uygur makarnasına taktım :D
    Belki 7. ayda filan neden olmasın :)

    YanıtlaSil