13 Ocak 2011 Perşembe

Korku

Hiç sevmem korku filmlerini. Yalan olmasın eskiden izlerdim ama sonra sonra insanın korkmasının hoş olmadığına kanaat getirdim. Ben korkmayı sevmem. Heyecan ayrı ama aslında sanırım o duygudanda hoşlanmıyorum. Ben değişikliklerden ani duygu dalgalanmalarından hiç hoşlanmıyorum. Alışık olduğum düzenin bozulmasına tahammülüm yok.

Hayatım düz bir çizgi gibi gitsin istiyorum ani zigzaglar olmamalı. Çok sıradan dümdüz yavan bir hayat diyeceksiniz ama ben memnunum. Her gün kalkıp ilk iş yatağımı toplayıp camını açmayı, salonun perdelerini aralamayı, Ege'nin mama suyunu ısıtmayı ve sonra içeri gidip onu koklamayı seviyorum. Bu sıralamadan biri bozulursa o gün çok mutsuz olurum. Hastalık gibi geliyor kulağa değil mi?

Uykularımda korkmayıda sevmiyorum. Gecenin en alakasız saatinde karabasanlarla sarmalanmış biçimde uyanmaktan nefret ediyorum. Korkuya inat ışık açmadan evde dolaşıp korkacak bir şey yok demem korkmadığım anlamına gelmiyor ne yazık ki!
Beni korkuyla uyandıran yegane rüya eve giren hırsız rüyasıdır ki, mütemadiyen sıklıkla hep bu tarz rüyalar görürüm. Tam eve girecekken biri kapıyı kapamaya çalışırım mesela. İlla rüyamda hırsız girerken burun buruna geliriz. Sonrasında kalkıp dip bucak evi tararım. Evde biri var mı?, koltuğun arkasında olabilir mi? bir sürü vesveseyle yatağa dönerim sonra.

Evvelsi gece çok koşturmacalıydı rüyam. Bir katil suikastçi ve benim ajanlık serüvenlerim filan. Korkunç değil adrenalin yüklü, heyecanlı ama stresli bir rüyaydı. Fakat dün gece tam bir dehşetti. Dehşet sahnesi içeren filmler izlemem, kavga eden iki insanı bile görmeye tahammülüm yok ama böyle berbat bir rüya görebiliyorum nedense?

Rüyamda işkenceyle öldürülen bir kadın vardı. Ben sadece o ortamda olmadan izliyorum, bu dehşete tanık oluyorum. Orada sadece gözlerim var ki böyle rüyalar daha korkunç olur her zaman. Sanki bir şeyler anlatılıyor gibi. Bunlar olurken küçük bir kız çocuğu var kadının kızıymış. O herşeyi görüyor hatta annesinin yanı başında oturuyor. Kadını ormana gömecekler ve aslında halen canlı parmaklarının oynadığını ve ağzını açmaya çalıştığını görüyorum. Gözlerini kocaman açıp bana bakıyor ve dehşet bir korkuyla uyanıyorum. Her zaman olduğu gibi ışığı açmadan antreye çıkıp derin bir nefes aldım sonra Ege'nin odasına gidip kontrol ettim uyuyor ve evet düzgün nefes alıyor. Sonra geri döndüm yatağa ama eni konu korkuyorum. Gözümün önünden o kadının bakışları gitmiyor! Mecbur Memo'yu uyandırdım korkuyorum diye. Baktım uyumaya devam ediyor iyice uyandırdım. Mutfağa gittik, sonra yüzümü yıkadım filan. Güzel bir şey düşünmeye çabalayarak uyumaya çalıştım ama aklıma hep felaket senaryoları geldi. Ya bir şeyler anlatılmaya çalışılıyorsa rüyamda. Ne olabilir? Hemen aklıma Burcu geliyor. Edirne'de ya bir şey olduysa??? Gecenin bir yarısı arasam mı? yok aramıyım zaten sınavları var uyudu belki ama sabaha kadar sesini duymadan nasıl olacak? Öyle böyle sızmışım biraz.

Sabah ilk iş Burcu'yu aradım, iyiymiş bin türlü nasihat tembih abla vesvesiyle konuştum çocukla zaten yeni kalkmış zavallı kafası hepten karıştı. Annemde Ankara'da onu aradım sonra oda iyi. Banu zaten iyiymiş o zaman kötü olan kim???

6 yorum:

  1. popon kanımca, popon açık kalmış:P
    şaka bir yana, gerçekten dehşet ! demek gündüz normal bir hayatın adrenalini rüyalarında ortaya çıkıyor. Vardır bunun bir tanısı ama ne:)

    YanıtlaSil
  2. hiç kimse kötü değil herkes iyi...
    Bne de gecenin bi yeri uyanırım, aklıma bin türlü kötü senaryo, kendi cenaze törenmi düşünüp ağlamışlığım bile vardır desem yeterince piskopata bağlamış olabilirmiyim... Neyse işte olur böyle... Hırsız olayını bende çok görürüm... Bir keresinde hırsız bana sus işareti yapmıştı hem de , rüyamda yani. Dün gecede bi viraneyi sabaha kadar toz kaldıra kaldıra süpürdüm, eğer süprüntüleri bir kenara toplamışssam zengin olacakmışım rüya tabirine göre ama hatırlamıyorum:)) Ay bunları niye bu günkü yazımda yazmamışım ki... Bir gün buraya yazdığım yorumları toplayıp bir pot yapsam valla buraya gelince bi dökülüyorum... sanki psikoloğun divanı... Bu arada Divan diye bir kitap vardır çok güzeldir... ay iyice sapıttım gideyim ben...

    sevgimle

    YanıtlaSil
  3. Yeliz, bak olabilir genelde üstüm açık kalıyor :D
    Ama bilinçaltım beni korkutuyor gerçekten!

    Laleninbahçesi, ben sizi çok seviyorum ama biliyorsunuz zaten :)
    Çok çok ama çok şekersiniz. Ö
    ptüm sizi :D

    YanıtlaSil
  4. Terapistimle çok güzel rüya çalışırdık. O yüzden rüya görmeye bayılırım. Ama pek görmüyorum yani çok yorgun olduğumdan herhalde hatırlamıyorum.
    Genel olarak şöyle başlardı terapistim rüya çalışmaya: Rüyan sana ne hissettirdi? Duygudan yola çıkardık. Sonra ben o duyguyu anlatırken anlatırken çağrışımlarla bir yere giderdi konu. Bazen belli nesnelerin psikolojide ya da rüyalarda belli anlamları oluyor, onunla yardımcı olurdu bana. Filin hafızayı çağrıştırması ya da zamanın psikolojide baba ile ilişkilendirilmesi. Ya da babanın zamanla, emin değilim :) Bazen de çok korkunç aman yarebbim kan fışkıran rüyaların çok güzel yerlere gittiği olurdu. Mesela bir rüyada kesip biçiyorum kanlar manlar, çok iyi hatırlamıyorum da böyle birşeydi sanırım. Kendimi bir şeylerden özgürleştirmek için o şeyi,o duygu bağlantısını kesip atmamla ilgili olduğunu konuşmuştuk...Ya da bazen güncel meseleler kafayı meşgul ediyor, rüya öyle güncel günlük meselelerle dolu oluyor.
    Rüyalar insanı kendi kendisine anlattığı için mükemmel oluyorlar bence

    YanıtlaSil
  5. Offf ben de korku filmi sevemem ve şu an anlattğın rüyadan bile etkilendim, gece ben de kabus görmezsem iyidir :))
    Ben de terapistimle rüya çalışmıştım bir ara, hakikaten çok eğlenceliydi; bilinçaltı insanı dehşete düşürüyor gerçekten de, sanki içinde başka biri yaşıyormuş gibi.
    Ben terapistim de daha ziyade rüyada gördüğümüz her kişinin aslında kendimiz olduğunu (işkence gören kadın, işkenceci ve küçük kız mesela) sylerdi. Başka kılıkta olan bu kişilerin bana ne ifade ettiğini sorardı? Mesela ilkokul arkadaşımı görmüşüm: Masum, sevimli, savunmasız derdim. İşte o kız benim masum, sevimli ve savunmasız yanımı temsil ediyormuş rüyada. Belki sen de böyle bir çıakrım yapabilirsin.
    Ben de çoğunlukla kontrol delisiyimdir. Rüyamda uzayan kıllar, ateşlenen sılahlar filan görürüm, içim sıkılır. Terapistim tüm bunların kontrolüm dışında olan olaylar olduğunu ve bu nedenle rahatsızlık hissettirdiğini söylemişti mesela, ki haklıydı :)

    YanıtlaSil
  6. Yazmak iyidir, rüyam içimi çok sıktı. Çeşmeyi açıp şerse aksın gitsin dedim 3 kere :(
    Bu rüyalardan sonra terapist fikrine sıcak bakmıyor değilim :)


    Çok bilmiş, terapistin dedikleri ilginçmiş. O işkence gören kadın ben miyim? Öyleyse bu rüyaya, evi istediğim gibi temizleyemediğim için çektiğim ruhsal işkencenin ete kemiğe bütünmüş hali diyebiliriz :)

    YanıtlaSil