21 Ekim 2008 Salı

Prince of Tides



Bu empatimi bilmiyorum ama kaç gündür aklımda bu film vardı. Uzun zaman olmuştu ve tekrar izlemeyi isterdim diye aklımdan geçirdiğimi anımsıyorum. Dün akşam tamamen tesadüf eseri Cnbc-e'de karşılaştım. Memo maç izlemeye arkadaşlarına gidince, bende hırkama sarılıp bir kupa sütlü kahve yaptım kendime ve romantik salı kuşağının kollarına bıraktım kendimi.

New york'dan karelerle ve Nick Nolt'un yakışıklı simasıyla ruhumu besledim ve Ahh!o Barbra Streisand. Ben onu çok zarif bulurum. Bacaklarını ve ellerini özellikle. Ses kısmına girmeye bile gerek yok.


Onun zarifliği karşısında kendimi çok hantal hissettim doğrusu.




Bir sorunda bu işte kendimi bu aralar fazlasıyla kilo almış hissediyorum. 36 beden olan biri için hastalıklı bir düşünce tarzı bu ve ben bununda farkındayım ama uzun zaman 34 beden olunca ve son iki yılda yeniden lise yıllarındaki kiloma dönünce biraz afalladım sanırım. Normalde olmam gereken kilodayım halbuki ama yinede iki kilo versem ne olur sanki...

Neyse, Memo bu kısımları sen okuma olur mu?

Diğer yandan dün gece rüyamda bir ziyafete davet edilmiştim hemde Dustin Hoofman'ın evindeydi. Bir sürü ünlü artistse cabası. Sofrada o kadar çok yiyecek vardı ki, hangisini alacağımı bilemiyorum ve gidip barbunya alıyorum tabağıma.
Düşünebiliyor musunuz? Amerika'da bir ziyafet ve sofrada pilaki var!!!

Allah'ım bu hayal dünyası bazen ağır geliyor doğrusu...

Daha bitmedi bir ara kapının zili çalıyor ve bir bakıyoruz gelen Steven Spielberg. Geçerken uğramış hesapta.


İşte böyle gecem ayrı alem, gündüz ayrı.

Bu aralarsa sokakta duyduğum en klişe söz, " Doları olanlar yaşadı valla ama borcu olana Allah kolaylık versin".

Dolarımda yok borcumda kafam gayet rahat yani...

İşten dönerken Barilla'nın o upuzun spagettileri varya, işte onlardan aldım sevinerek. Ben çok severim spagettiyi, özellikle uzun olanlarını. Fesleğenli domatesli makarna yemek beni acayip mutlu ediyor. Dolayısıyla üst paragraftaki kilo aldım diye ağlayan bayanı az biraz zora sokuyor.

Olsun zaten makarna kilo yapmaz ki dimi?

8 yorum:

  1. Çok hoşsun valla, keyifli bir gülümsemeyle okudum yazını. Ah o Barbra yok mu o Barbra. Ben bir aralar tutkundum o hanfendiye. Hala da çok severim ya...Bir filmi vardır onun bilir misin, The Mirror Has Two Faces? Jeff Bridges'le başrolü paylaşırlar. Kaç kere izlediğimi ve o çocukluk aklıyla ona benzemek için nasıl uğraştığımı hatırlıyorum:) Zaten bir ona bir de Erol Evgin'e tutkundum:) Habire ben evlenicem Erol Evginle der dururdum:)

    Canım kendini gerçekten bir kilo sorunun yokken sıkma böyle şeylerle diyecem ama kar eder mi bilmiyorum. Bak, ya benim gibi 40'tan 38 beden olabilmek için uğraşanlardan olsaydın:)böyle avut kendini bence:)

    YanıtlaSil
  2. Ayy! evet o filmde çok harika bir filmdir. Jeff Bridges'da yakışıklı adam ama :)

    Erol Evgin konusunda evlenme hayali olmayan kız çocuğu yoktur sanırım :)

    Kilo kısmına hiç girmeyelim bu akşam koca bir tabak makarna yedim yine :( öğlen salata yiyorum akşam makarna var bunda bir yanlış ama hadi hayırlısı :)

    YanıtlaSil
  3. Barbaranın ilk izlediğim filmi A Star is Born du.Dün akşam izlemekle izlememk arası kaldım. Sonra başka bir şey izledim. Keşke onu izleseymişim. 36 beden olan birinin böyle düşünmesine yorum yapmıyorum kilolu biri olarak:) Sevgiyle

    YanıtlaSil
  4. Ben de ben de erol evginle evleneceğimi sanırdım, ilhan iremi de abim sanırdım :) ama adam hala benim aşık olduğum zamanki şekli
    nde yaa... makarna da kilo aldırmıyormuş, afiyet olsun, domateslisine ben de bayılırım..

    YanıtlaSil
  5. Bende kanallar arasında gezerken gördüm filmi.Seneler önce seyretmiştim. Ama tekrar izlemek hoşuma gitti :)

    Kilo sorunu hepimizde var canım :)
    36 beden çok iyi :) Kiloluyum deme lütfen :)

    Kız kardeşim 45kg. Hala kilo aldım ben diyor. Çıldırtıyor beni...
    Oğlum 1.90 cm boyunda 65 kg. Yediğine içtiğine hep dikkat ediyor...

    Makarnayı çok yağlı bir sosla yemediğin sürece kilo aldırmaz :)

    Ama bizim evde çok fazla yine de yapılmaz. Dün akşam makarna yapmaya karar verdim.Makarna yemek istediğimizde genelde spagetti yaparım. Evde kalmayınca biz de fiyonklu olandan yaptık.
    Onur'a benim bilgisayarda işim var sana anlatacağım sen yap lütfen dedim :) O da dediklerimi uyguladı. Mutfağa girmesi gerekiyor artık. Geç bile kaldı...

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. sevgili lalenin bahçesi,

    Biraz daha fit olmak istiyorum sadece :)




    Sevgili funda,

    domatesli makarna limonlu yeşil mercimek menümüz giderek zenginleşiyor :)


    Sevgili Zerrin abla,

    Kız kardeşine çok çok selam :)

    Aynı filmi izlemiş olmak çok hoş :)

    Oğluna yemek yaptırman çok hoş bence. Tebrik ediyorum :)
    Fiyonk makarnayı hep yoğurtlu yemeyi severim ben. Sizde nasıldı ?

    Herkese çokca selam, sevgi..

    YanıtlaSil
  7. Bende yoğurtla yemeyi severim. Ama oğlum mutlaka makarnayı salçalı yemeyi seviyor. Veya soğanlı,sarımsaklı,soslu olacak :)

    Fırın hakkındaki sorunun cevabı:

    Benim fırınım da hem turbo,hem klasik olarak çalışıyor.Şöyle izah edeyim. Fırın iç kısmının tavanında demir borular vardır. O ızgaradır. Belki dikkat etmemiş olabilirsin.
    Fırın sütlaç yaparken de tepsiye sütlaçları diz ve tepsiye sıcak su koyacaksın kaselerin yarısına gelecek şekilde...Öyle fırına vereceksin... Dediğim ızgaraların bir alt katı üst kısmını yakmak için uygundur.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Bilgi için teşekkürler :)

    Selamlar.

    YanıtlaSil