6 Eylül 2008 Cumartesi

Cumartesi hezimeti

Cumartesi günleri çalışmak insanı aksi ve çekilmez yapıyor en azından beni..

Bugün de bir cumartesi ve ben tüm gün çalışmak mecburiyetindeyim. Patronumun bu akşam yurt dışına giderken yanında götürmesi gereken projeleri hazırlıyoruz can havliyle. Tek tesellim haftaya yıllık iznimin kalan bir haftasını kullanacak olmam.

Diğer yandan herkes Orhan Pamuk ve Masumiyet Müzesi peşine takıla dursun benim bu akıntıya katılmama daha çok var. Bir kere mevsim henüz Orhan Pamuk okumama müsait değil. Öyle işte, her yazarın bir mevsimi vardır ve Orhan Pamuk benim için sonbahar sonunda, kışa girerken okunmalı. Hem bu debdebede durmuş olur. Bende sakince hırkama sarılıp arkamdaki yastığı pat patlayıp yaseminli yeşil çayımı içerken çevirmeliyim ilk sayfayı.
Orhan Pamuk bekleye dursun ben %50 indirimli standından aldığım kitapları bitirme derdindeyim. Bunlar tam mevsimlik kitaplar. Hafif yaz yemekleri gibiler.

Mesela dün başlayıp bugün bitirip huzura erdiğim (ki kitaba başlayınca bitmeden dünyevi hayata karışamıyorum) kitap, Tom HOLLAND / Çölde Uyuyan Sır. Kitap ünlü arkeolog Howard Carter’ın ağzından anlatılan bir roman. Biraz bin bir gece öykülerine gönderme biraz Mısır gizemi derken kitap tam yaz aylarında tatilde filan yanınıza alabileceğiniz bir kitap. 1999 yılı basımlı olup bendeki kitap 99 senesinin 2.basımı. Böylede bir takıntım var işte. Kitabın kaçıncı basım olduğuna hangi sene yayınlandığına kaçar tane basıldığına filan bakmadan diğer sayfalara geçemem. Bu kitaptan sonra yıllarca derin bir uykuda bekleyen Nefertiti merakım yeniden nüksetti. Eski Mısır’dan daha çok yazar ekmek yiyecek gibi gözüküyor.

Ama her şeyden evvel, Arap edebiyatı konusunda hemen hemen hiçbir yazarın kitabına yönelmediğimden kendimi kınadım. İran’lı yazarların bir iki kitabını okudum fakat yeterli değil bu sebepten şimdilerde seçeceğim kitapları Arap edebiyatına kaydırdım. Bu konuda, Mısır’ın ünlü yazarlarından 1988 yılında ilk defa bir Arap yazara verilen Nobel Edebiyat Ödülünü alan Necib Mahfuz’u ilk sıraya koydum. Elbette Kahire üçlemesine başlamayı düşünüyorum bilmem diğer kitaplarını bulabilir miyim?

Bu gece rüyamda üniversite kapısında kayıt olma telaşındaydım ne kötü ki mühendislik kazanmışım. Oysaki rüyamda olsa bile Arkeolojiyi kazanmış olmayı yeğlerdim ama Tanrı bunu rüyamda bile bana çok görmekte nedense.

Bir öğle arası vermem gerek. Biraz yürümeli ve bacaklarımı açılmasını sağlamalıyım. Sonrası kafamı bilgisayara gömüp hayalleri ertelemem olsa gerek.
Ne kötü, ne sıkıcı ve üstelik güneşli bir cumartesi…

4 yorum:

  1. Pamuka ayırdığın mevsim çok uygn bencede ama bu kitap içindeki aşkın tutkusu ve hüznü itibariyle,yazın son günlerinin yaşandığı bu zamanlara daha uygun düşüyor.Yoksa bende "Benim Adım Kırmızı"yı yazın okuyanını görmedim henüz:)
    Aynı eksiklik bendede var Arap edebiyatı konusunda.Ama elimde o kadar çok kitap var ki nasıl dayanacağımı bilmesemde bir süre yeni kitap almamayı düşünüyorum...
    Çalıştığın için gerçekten üzüldüm ama boşver belkide çalışmasan evde canın sıkılacaktı:)Ben evdeyimde ne oluyor mesela.Bugün sıkıntıdan geberiyorum,müze bekçiliği bile işe yaramıyor.
    Sevgiyle kal ...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Serap, çok yorucu bir gündü evet ama dediğin gibi evde olsam ev beni yorucaktı diğer yandan şimdi iki kayı yorulucam bu ne yaman çelişki :(

    Kitabı bugünkitapçıda elime aldım kokladım filan sonra koydum. İnat ettim Kasımdan önce almıycam :)

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. inatını sevsinler senin:)Güzel gönlün nasıl istiyorsa öyle yap şeker:)

    YanıtlaSil
  4. :)
    sen bana bir msn adresini e mail atsan ne güzel olucak biliyon mu?

    YanıtlaSil