Dün çok keyifli bir gündü. Öncelikle kendimize yeni bir laptop aldık. Çok sevdim. Onun öncesinde pek kıymetli bir arkadaşımla Taksim'de buluştuk. Soğuk bir limonotanın ardından Tünel'den Karaköy'e indik. Amacımız Kabataş'a geçip Eski Tütün Deposunu bulmaktı. Cumartesi günü düzenlenecek aktivitelere katılmak istiyorduk ama güneş altında arayıp taramamıza rağmen utanarak söylüyorum ki, bulamadık!
Bizde o sıcakta daha fazla beyin hücremizi zedelememek adına, bir Taksi çevirip Taksim'e döndük. Bu hezimeti hafifletmek için Ara Cafe'de mola verdik. Meyve salatası söyledik .Sıcak havada yenebilecek en ferahlatıcı şeydi bence. Kaymaklı dondurma eşliğinde meyvelerimizi yerken ona dedimki," Ben bu hezimetimizi blogumda yazarım valla." Tütün deposunun yerini bilen varsa bir zahmet ayrıntılı tarif verebilir mi?. Bence biz tam dibinde dolandık durduk ama bulamadan geri döndük. Sorduğumuz kimsede bilemedi.
Neyse, kendimize gelincede biraz İstiklali tavaf ettik. Ara sokaklara girip yeni yerler keşfettik. Sonrasında Memo'da Taksim'e geldi ve on sene önce ilk kez buluştuğumuz yerde yani Megavizyon'un önünde buluştuk. On sene öncesinde olduğu gibi gidipte Iron Maiden ve Megadeth albümleri almadık ne yazık ki. Benim saçlarım tost makinesinde kalmış gibi değildi{Neden o gün öyle uğraşmışsam. Pırasa gibi düz olan saçlarımı havalı yapmak istemiştim galiba:)} neyse zaten onunda saçları uzun değildi ve heyecanla beni beklemiyordu!!!
Öncelikle karnımızı doyurduk. Dilek Cafe iyi bir fikirdi. Terasında oturduk, ben makarna o hamburger yedi. Benim sipariş ettiğim limonatada aklı kaldı biraz ama oda Cola içmek istemeseydi. Yinede bir yudum almasına izin verdim oda bana hamburgerin yanına konulan yeşillikleri verdi. Sonrasında Elmadağ'a gidip bilgisayarımızı aldık. Taksiyle eve döndük ve bütün gece laptopu kurmakla filan geçti.
Bugünse ben aktif bir biçimde temizlik yaptım. Koltuk kılıflarını bile yıkadım. Bambuların suyunu değiştirdim ve çiçek açmayan menekşelere sabırla su verdim. Yarın pazartesi ve Memo'nun bir haftalık yıllık izini başlamış durumda. Bense her sabah kalkıp işe gidicem. Sinir bozucu bence. Ben ne zaman kalan bir haftamı kullanabileceğim acaba?
Sonra internetden kardeşimin bölümünde ilk yıl mecburi olan derslere baktım. Şahane dersler var. Sanat tarihine giriş, Osmanlıca, İnkılap Tarihi gibi tamamıyle bizim ölüp bittiğimiz konular. Kardeşim adına çok mutluyum.
Bir hafta sonu daha böyle geçti. Dün arkadaşımın başını ağrıttım kendimi yaşlanıyormuş gibi hissediyorum diye. O da sabırla geçer dedi. Birde bana İsviçre'den çikolata ve İsviçre haritasının olduğu magneti getirmiş. Eylül'de izine çıkacak ve İsviçre, İtalya, Hırvatistan, Yunanistan ve Türkiye rotasında tatilini geçirecek. Bende benim içinde gez diye telkinde bulunucam.
O laptopa benimde sürtünmem lazım.Darısı benim başıma:)Güzel güzel yazılar yazasında şu kıtmirin hayatına hoşluk gelsin:)
YanıtlaSil:) inşallah en kısa zamanda sahip olmanı dilerim. Güzel yazılar mı? bilemiyorum ama aklımdan ne geçerse yazıya dökmeye gayret ediyorum.
YanıtlaSilSevgiler.